ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR






HZ. MUHAMMED’DEN SONRA

(MS 632+; HS 10+)

 

Not.1         HALİFE EBUBEKİR

                   Hz. Muhammed’in ölümünden sonra halk nezdinde Hz. Ali’nin halife olması beklenirken sürpriz bir şekilde Ebubekir halife olur. Aslında halifeliği Ömer istiyordu ancak halk arasında pek sevilmediği için halife olamayacağını biliyordu. Bu nedenle (daha Hz. Muhammed ölmeden) Ebubekir’i ikna edip (bir süre sonra devralmak üzere) halifeliği Ebubekir’in almasını sağlamıştı.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü, (pdf-s.65-66)

 

Not.2         MÜSLÜMANLAR KİTLESEL BİR ŞEKİLDE İSLAMİYET’İ TERK EDİYORLAR

a)               Hz. Muhammed öldürülünce Müslümanlar kitlesel bir şekilde İslamiyet’i terk ediyorlar/ dinden çıkıyorlar. Mekke ve Medine’deki camilerle Bahreyn’de bir cami olmak üzere yalnız üç merkezdeki camiler kalıyor.

b)               Halife Ebubekir Müslümanları bir daha toparlamak için, dinden çıkanlara karşı değişik cephelerde savaş ilan ediyor, peygamberlik iddiasında bulunanların üzerine gidiyor.

c)               Mesela a) meşhur Müseyleme, b) Şecah binti Haris adında bir kadın, c) Yakıd isminde bir başka kadın (Suri­ye’nin Halep tarafında peygamberlik iddiasında bulunuyor­du), d) Lakit bin Malik Ezdî (Umman’da peygamberliğini ilan etmişti ve zaten İslamiyet’ten önce de oranın emiriydi, asıl adı Cülendi), e) Esved-i Ansî, f) Tuleyha b. Huveylid Esedî gibileri de kendi bölgelerinde peygamberliklerini ilan etmişlerdi.

c)               Hz. Muhammed’in vefatından sonra kitlesel bir şekilde İslamiyet’i bırakanlar bu kez isimlerini verdiğim peygamber adaylarından özellikle Müseyleme, Şecah ve Esved ile Tuleyha etrafında top­lanmaya başlıyorlar, onları peygamber olarak tanıyıp destekli­yorlar.

d)               Bunlar, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra yeni ortaya atılan adaylar değildi; tersine Muhammed zamanında da pey­gamberliklerini ilan etmişlerdi ve bunlardan bazılarıyla Muhammed arasında diyaloglar, savaşlar bile olmuştu.

e)               Ebubekir sahte peygamberlerin üzerine giderken, en çok kayıp Müseyleme ordusuna karşı veriliyor. Rivayetlere göre bu savaşta 21 bin insan hayatını kaybediyor. Savaş, Yemame deni­len yerde olduğu için adını bundan alıyor (Yemame savaşı), Hz. Muhammed’in vefat ettiği yılda (Miladi 632) meydana geliyor.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 119-121)

 

Not.3         HALİFE EBUBEKİR ZAMANINDA KUR’AN’IN KİTAP HALİNE GETİRİLMESİ

a)               İşte bu savaşta Müslümanlardan Kur’an’ı bilen birçok insan ha­yata veda edince Ömer Ebubekir’e, Kur’an’ı bilenler gitgide or­talıktan kayboluyorlar; o yüzden tedbir alalım, bunu kitap hali­ne getirelim, teklifini sunuyor. Rivayetlere göre bu savaşta öldü­rülen ve Kur’an’ı bilen Müslümanların sayısı 70; ancak bazı kaynaklarda bunların 500 kişi olduğu söyleniyor.

b)               Bu karardan sonra halife Ebubekir, Ömer ve Zeyd’e, “İkiniz cami kapısında durun. Kim size iki şahitle birlikte ayet/ayetler getirirse yazın” diyor.

c)               Zeyd, konuş­masını şöyle sürdürüyor: “Bir araya getirdiğimiz nüsha Ebubekir’de kaldı. Kendisi vefat edince Ömer’e verildi. O da gidince kızı ve Hz. Muhammed’in eşi Hafsa ‘da kaldı.”

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 121-122)

 

Not.4         Ebubekir’in halifeliği sırasında bazı icraatları Ömer onaylamaz ve imzaladığı senetleri sözleşmeleri yırtar. Bunun üzerine Ebubekir’eHalife sen misin, yoksa Ömer mi?” diye sorarlar. EbubekirAsıl yetki Ömer’indir, bana yalnız saygı gösterilir.” yanıtını verir.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 95-96)

 

Not.5         HALİFE EBUBEKİR’İN ÖLDÜRÜLMESİ (Siyasi Cinayet)

a)               İlk başta Ebubekir’le Ömer arasında yapılan konuşmada, Ebubekir bir yıl görevde kaldıktan sonra ayrılıp halifeliği Ömer’e teslim etmeliydi, plan buydu; ancak Ebubekir bunu yapmıyor, görevde direniyor ve üstelik de Ömer’e karşı tavır alıyor.

b)               Ömer, halifeliğin riske girdiğini anlayınca çareyi Ebubekir’i ortadan kaldırmakta buluyor. Osman’ın bağlı olduğu Emevilerden mesela Ebu Süfyan ve oğlu Muaviye gibi etkili isimlerle görüşüyor. “Bu işi birlikte yapalım, sonunda sırayla ben ve Osman halife olalım” diyor.

                   Zaten Ebubekir halife olduğunda Ebu Süfyan hep onun halifeliğiyle alay ediyordu, adam mı kalmadı da bunu seçtiniz diyordu.

                   Sonuçta Ebubekir’e, doktoru Haris b. Kelde’ye, Mekke valisi Attab’a ve Ebu Kebşe’ye zehir içiriliyor ve hepsi de bir yıl sonra Ebubekir hicri 13. yılında hemen hemen aynı günlerde vefat ediyorlar. İslam tarihi denilen resmi tarih yazılırken de olay Yahudilere mal edilir.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 90, 97)

 

Not.5         ÖMER’İN HALİFELİĞİ GASPETMESİ

a)               Anlatılanlara göre Osman Ebubekir’in tek vasisidir.  Ebubekir ölmeden önce kendisine vasiyetini yazdırır. Sonunda, Ebubekir tarafından Ömer’in halife tayin edildiğini söylemek isteyen Osman dışarı çıkar. “Açıklayacağım vasiyete inanırsanız okurum, yoksa okumam” şeklinde bir pazarlık yapar. Ve vasiyeti okur. Sadece Ömer’in halifeliğiyle ilgili çok kısa bir metindir zaten. İşte İbni Ebi’l Hadid, Necah gibileri burada tam isim koyuyorlar: Hileyle, skandalla iş başına gelme.

                   Kısacası, Ebubekir artık hastaydı, Osman ve Ömer’in hazırladıkları düzmece bir vasiyetname millete ilan ediliyordu ve maddi gücün ağırlığı da iki tarafta olunca halifelik bu şekilde gasp edilmiştir.

b)               Ömer’in Ebubekir’den sonra halifelik makamına oturması çok kolay olmuştur: Ebubekir ölünce Ömer birkaç kişiyle -tabii ki içlerinde halife Osman da var- hemen onun cenaze namazını kıldı ve o gece götürüp defnettiler. Sabah olduğunda ise “Ebubekir vefat etti, yerine de beni tayin etti” diyerek halifeliği ele geçirdi.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 100, 72)

 

Not.5         HALİFE ÖMER’İN ÖLDÜRÜLMESİ

a)               İslam tarihindeki bilgiye göre Ömer’in halifeliği döneminde Müslümanlar 100 binden fazla insanı katlederek İran’a bağlı Nihavend şehrini ele geçiriyor. Otuz bini savaş alanında, seksen bini de baskınlarda öldürülüyor. Önemli kişiler katlediliyor, birçoğu köle ve kadınlar cariye ve statüsüne tabi tutularak Medine’ye götürülüyor.

b)               Halife Ömer kolay kolay Farsları şehre sokmazdı, onların Medine’ye yerleşmelerine izin vermezdi. Mugire b. Şube adlı birinin Firuz adlı Fars/İranlı bir kölesi vardı, elinden birçok iş gelirdi. İşte Mugire kalabalık bir yerde çalışsın daha çok kazansın kendisine de daha çok kazandırsın diye Firuz’un Medine’ye yerleşmesi için Halife Ömer’den izin ister. Ömer de kabul eder.

c)               Köle Firuz her gün (para kazansın kazanmasın) patronuna iki dirhem vermek zorundadır. Bir süre sonra bu kadar para vermek adama zor gelmeye başlar. Bir ara Ömer’e durumunu anlatır, bu kadar ücreti ödeyemeyeceğini söyler. Ömer “sen kazanırsın, birçok sanatın var” der ve ona yardımcı olmaz.

d)               Sonunda Firuz iki ağızlı, uzun bir hançer yapar, bir gün sabaha karşı camide Ömer’e saldırır ve üç darbe vurup kaçar. Kaçarken de önüne gelenlere, onu yakalamak isteyenlerin hepsine saldırır ve rivayetlere göre on üç kişiyi katleder. Hançerin zehirli olduğunu da belirtmeliyim. Sonuçta teslim olmamak için intihar eder. Ömer 10 yıl halifelik yaptıktan sonra bu şekilde öldürüldü.

e)               Böyle bir manzaraya ne denilebilir ki. Ömer’i katleden Firuz, çoğu kez o köle çocukların yanına gidip başlarını okşardı ve “Ne yapayım, yapılacak bir şey yok. Ömer, ciğerlerimi yedi/parçaladı.” diyordu ve hep düşünüp taşınıyordu.

f)                İbni Teymiyye Minhac’ü Sünne adlı yapıtında bu konuyu işlerken şunu söylüyor: Bu adamın Ömer’i katletmesi bir siyasi olaydır. Bunu basit bir vergi meselesine bağlamak doğru değildir. Adam, alınan şehrini düşünüyor, katledilen insanlarını düşünüyor, Medine sokaklarında her gün o esir çocukları görünce eriyor, katledilen o Nihavend kadınlarını gözünün önüne getiriyor. Ve bu yüzden bir an önce Ömer’i nasıl yok ederim planları yapıyor, tabii ki kendisine biçilen vergi de ağır, o da etki yapmış olabilir; ama asıl neden siyasidir.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s. 108-109)

 

Not.6         HALİFE OSMAN ZAMANINDA KUR’AN’IN KİTAP HALİNE GETİRİLMESİ

                   Halife Osman zamanında herkesin kendine göre farklı bir Kur’an’ı vardı. İşte hem faklı nüshalar var, hem de herkes “benimki doğrudur” deyince, halife Osman olaya el koyuyor ve yeni bir nüsha ortaya çıkarıp kalanları imha ediyor.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.132).

                   İmam Malik’e göre Osman’dan kalma olduğu iddia edilen ve şu an mevcut bulunan Kur’an da orijinal değildir; zaman­la değişime uğramıştır.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.200).

 

Not.7         HALİFE OSMAN MÜSLÜMANLARCA KATLEDİLİR, CESEDİ DE BİR ÇÖPLÜĞE ATILIR

a)               Müslümanlar Osman’ın icraatından o kadar huzursuz olmuştu ki, bu konu caddede, sokakta, her yerde konuşuluyordu.

b)               Osman değişik heyetler tarafından: “Yapma, millet senin yönetiminden memnun değil, sonun kötü olur” diye defalarca uyarılır. Ancak “Size mi düştü, siz mi bana akıl veriyorsunuz?” diyerek onları dinlemediği gibi, üstelik gelen elçileri cezalandırır.

c)               Hüzeyfe b. Yeman bir ara halife Osman’a “Öküz gibi ortaya çıkacaksınız, deve gibi kesileceksiniz ve kolay da can vermeyeceksiniz” şeklinde çok ağır bir cümle kullanmıştır.

d)               Bu arada Ebubekir’in kızı ve aynı zamanda Muhammed’in de eşi olan Hz. Ayşe de Osman’a karşı sert tavır aldı, hatta millete, “Öldürün bu Na’sel’i” (bunak-beyinsiz demek) diyecek kadar ileri gitti, Osman’ın ölüm fetvasını verdi.

e)               Ve sonuçta Halife Osman’a bağlı tüm coğrafi bölgelerden isyan sesleri yükselmeye başlıyor. Mısır’dan, Irak’ın Küfe ve Basra kentlerinden isyancı gruplar yola çıkıyor.

f)                Şehre varınca Hz. Ali devreye giriyor ve sonuçta onlar Ali’yi dinleyerek davalarından vazgeçip memleketlerinin yollarını tutuyorlar.

g)               Ancak yolda, halife Osman’ın yazdığı, mührüyle mühürlediği bir mektup ele geçiriliyor. Mektupta, ilgili valilerine, “Bu isyancıları yakalayın, bir kısmını infaz edin, önemli elebaşlarını da çarmıha germek suretiyle-işkenceyle öldürün, bazılarının da kol ve bacaklarını kesin” gibi talimatlar vardı. Ölüm fermanları istenen kişilerin başında da Ebubekir’in oğlunun adı yazılıydı.

                   Bu mektup baskıncılar tarafından ele geçirildi ve burada artık Osman’ın sonu gelmişti.

h)               Baskıncılar tekrar geri döndüler ve Osman’ı katledip cenazesini de Yahudilerin tuvalet olarak kullandıkları bir mezbeleye attılar. Üç gün orda kaldı; kimse korkudan gidip cenazeyi kaldıramadı. Sonunda Hz. Ali yine araya girince baskıncılar defin için izin verdiler ve Osman gömüldü.

i)                 Şu da var ki, isyancılar yaklaşık 40 gün Osman’ı evinde mahsur bırakıyorlar, sudan, yemekten mahrum bırakıyorlar.

j)                 Osman’ın Müslümanlar tarafından katledildiği, cenazesinin Yahudilere ait bir çöplüğe atılıp orada üç gün kaldığı, daha sonra Hz. Ali’nin, Hz. Muhammed’in bazı eşlerinin ve Osman’ın eşlerinin hatırı için gömülmesine izin verildiği ve bunun da ancak aynı çöplükte gerçekleştiği, mezara da yangından mal kaçırırcasına, sür’atle götürüldüğü ve bu arada başının hep tahta üzerinde sağa sola çarparak ses çıkardığı, cenazesinin korkudan birkaç kişi tarafından gizlice defnedildiği, katledilirken işkence yapıldığı ve hatta canından parçalar koparıldığı, baskın anında haftalarca evde aç ve susuz mahsur kaldığı, yardım etmek isteyenlere izin verilmediği, o dönemde var olan Kur’an’ları yakıp yeni bir Kur’an ortaya koyduğu, kötü yönetimi yüzünden vurulduğu gibi konular, birçok İslam düşünürü tarafından kaleme alınmıştır. Ne yazık ki, geniş halk kitlesi bunları bilmemektedir. Bu olup bitenleri içeren İslami kaynaklar gerçekten çok fazladır.

k)               Osman katledildiğinde 80 ile 90 yaş arasında olduğu genel kabul görmektedir.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) , (pdf-s.184-188, 101-102, 192, 216)

 

Not.8         HZ. ALİ İLE AYŞE ARASINDA KANLI CEMEL SAVAŞI

a)               Hz. Ali halife seçilince Yemen, Basra, Küfe, Mısır ve Şam bölgelerine yeni valiler atadı. Bu yeni yönetimde yer alamayanlar başta Talha, Zübeyr olmak üzere Ebu Bekir’in kızı Hz. Muhammed’in eşi Ayşe’nin yanında Hz. Ali’ye karşı cephe aldılar.

b)               Ayşe’nin ordusu ile Hz. Ali’nin ordusu arasındaki savaş Miladi 656 Hicri 34 yılında Hureybe adlı yerde gerçekleşti. Savaş sonunda Ayşe tarafı yenildi.

c)               Bu savaşta, Ayşe’nin ordusundan 13.000 kişi, Ali’nin ordusundan da 2.000 kişi olmak üzere toplam 15.000 Müslüman öldü.                                                                                                       (Kaynak: internet)



Tüm notları ve ayetleri okuduğumuza göre
ŞİMDİ SON NOTLARA BİR GÖZ ATALIM




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





Free Web Hosting