3- ÖRTÜNÜP BÜRÜNEN | MÜZZEMMİL (Kitap
Sırası-73)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1. Ey örtünüp
bürünen (Peygamber)!1
2-3. Kalk, birazı
hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt.
4. Yahut buna biraz
ekle. Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.
5. Şüphesiz biz
sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz.
6. Şüphesiz gece
ibadetinin etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur’an ve dua okuyuşlar)
ise daha düzgün ve açıktır.
Not.1 “APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI
KELİMELER:
Meryem 97, Taha 113, Şuara
193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf
2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde)
Kur’an;
“Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik”
diyor. Bir yerde;
“Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor!
(Şuara 198-199). Bir yerde;
“‘Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o
kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).
Oysa; bu
ayetin Arapçasında geçen;
“NAŞİE” kelimesi
Arapça değildir.
Habeşçe’dir, “gece kalkmak”
anlamına gelir (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan
hikâyedir).
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni
-2), (pdf-s.287).
7. Çünkü gündüzün
sana uzun bir meşguliyet vardır.
8. Rabbinin adını
an ve bütün benliğinle O’na yönel.
9. O, doğunun da
batının da Rabbidir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyle ise O’nu vekil edin.
10. Onların
söylediklerine sabret ve onlardan güzellikle ayrıl.
11. Nimet içinde
yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
12-13. Çünkü bizim
yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen
yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır.
Not.1 “APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI
KELİMELER:
Meryem 97, Taha 113, Şuara
193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf
2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde)
Kur’an;
“Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik”
diyor. Bir yerde;
“Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor!
(Şuara 198-199). Bir yerde;
“‘Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o
kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).
Oysa; bu
ayette geçen;
“ELÎM” kelimesi
Arapça değildir.
İbranice’dir, “acı vermek”
anlamına gelir. Kur’an’da birçok yerde “Azap”
kelimesinden sonra gelmiş, “acıklı azap”
demektir. Nebatice’den gelir diyenler de vardır.
ayrıca; (ilk
kez) bu ayette geçen;
“CEHENNEM” kelimesi
bile Arapça değildir.
Süryanice’dir, “Kehnam”dan
geldiği söylenir. Ayrıca İbranice ve Farsçadan geldiğini yazanlar da vardır.
Kur’an’da yetmişten fazla yerde geçiyor (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte
dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın
Kökeni -2), (pdf-s.274, 276).
14. Yerin ve dağların
sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyameti) hatırla.
15. (Ey Mekkeliler!)
Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim,
Firavun’a da bir peygamber göndermiştik.
16. Ama Firavun o
peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik.
17. Hâl böyle iken
inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden
(kıyametten) nasıl korunursunuz?
18. O günle gök
(bile) yarılır, Allah’ın va’di gerçekleşir.
Not.1 “APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI
KELİMELER:
Meryem 97, Taha 113, Şuara
193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf
2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde)
Kur’an;
“Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik”
diyor. Bir yerde;
“Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor!
(Şuara 198-199). Bir yerde;
“‘Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o
kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).
Oysa; bu
ayetin Arapçasında geçen;
“MÜNFATİR” kelimesi
Arapça değildir.
Habeşçe’dir, “Yarılma”
anlamına gelir (özellikle “cennet,
cehennem” gibi “öte dünya” ile
ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü
kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın
Kökeni -2), (pdf-s.287).
19. Şüphesiz bunlar
bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.
20. (Ey Muhammed!)
Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte
birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da
böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna
(gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi
bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun.
Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan
rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah
yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni
okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin.
Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir
iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin.
Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Not.1 KUR’AN’IN
EKONOMİK POLİTİKASI:
a) İsrâ 30, 31, En’âm 151, Sebe’
36, 39, Zümer 52, Şûrâ 12, 19, Zuhruf 32, 33-35, Nahl 71, 112, İbrahim 7, Rûm
28, 37, Ankebût 62, Ra’d 26, Bakara 212, Âl-i İmrân 27, 37, Talâk 3, Nûr 38 vb:
Bu ve benzeri ayetlere göre fakirlikle zenginlik bir kader işidir,
Allah’ın takdiridir.
Bunların çalışmayla sağlanamayacağı gayet net bir ifadeyle beyan ediliyor. (pdf-s.222-226).
b) Müzzemmil 20, Leyl 8-10, Sebe’
39, İnsan 8, Bakara 245, Haşr 9, Teğabün 16-17, Mâide 12, Hadîd 11, 18: Allah bu ayetlerde yoksullara yardımı, sadakayı, Allah’a güzel bir borç
vermeyi*, çalışmayı övüyor.
(*burada güya muhtaç olanlara Allah rızası için borç vermek kastedilmiş)
Allah, “Ey insanlar! Çalışın,
kimseye yük olmayın, emeğinizle yaşayın...” dese bile, bunun bir anlamı
olamaz. Çünkü insanın çalışabileceği iş alanı yok denecek kadar azdır; var
olanı da onun ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır.
(pdf-s.233-234).
c) Allah (a)’daki ayetlerde beyan ettiği gibi insanlar arasındaki eşitsizliğin sorumluluğunu kendi üzerine aldığı
halde, (b)’deki ayetlerde çelişkili
bir ifadeyle çalışmayı övüyor. (pdf-s.233-234).
d) Allah’ın, hem “Zenginlikle fakirliğin dağıtımı bana aittir,
ben kimisini kimisine uşak-işçi olarak
yarattım” (Zuhruf 32) demesi,
hem sık sık “benim adıma, benim namı
hesabıma yoksullara borç olarak bir şeyler verin, ben de size öbür dünyada karşılığını vereyim” demesi, hem de “eğer siz başkasına verirseniz ben onun yerini
doldururum” şeklinde beyanatta bulunması, haklı olarak o günkü Medineli Yahudilerin, “Allah’ın eli bağlıdır (Allah
cimridir, kendisi muhtaçlara vermiyor da bizden borç istiyor...)” demelerine neden olmuştu (Mâide 64).
İlginçtir ki, Allah onların bu sözüne karşı kızarak,
“Vay eliniz bağlanası, vay lanet
olası” şeklinde bedduada bulunuyor. Yahudilerin bugünkü haline bakıldığında onun bedduasının kabul
edilip edilmediği de ortada.
(pdf-s.233-234).
e) Çok ilginçtir ki, hadislere göre yoksullar çözüm isterken, o (Muhammed) kendilerine
tespih çekmelerini öneriyor ve onları bu şekilde tatmin etmeye çalışıyor. (pdf-s.235).
f) Kur’an, insanlara sadaka vermeyi
önerirken, Muhammed’den 1122 yıl önce
(m-ö. 551) ölen Konfüçyüs, “Sen bir insana balık yedireceğine ona balık
avlanmayı öğret; böylece sen de
kurtul, o da kurtulsun”, deyip konu hakkında daha mantıklı, daha adil ve sosyal barış
için daha uygun bir öneri getirmiş; üstelik “Ey ahali! haberiniz olsun, ben bu bilgileri Allah’tan alıyorum” şeklinde söylediklerini Allah’a mal etmemiştir.
(pdf-s.236).
Kaynak: Arif
Tekin, Kur'an'ın Kökeni,
(pdf-s.222-236).
DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)
1. Hz. Peygamber, Hira
mağarasında ibadetle meşgul iken ilk vahyin gelişi sırasında Cebrail’i aslî
suretiyle görmüş, çok heyecanlanmış ve korkuya kapılmıştı. Evine gelerek eşi
Hz. Hatice’ye “Zemmilûnî-beni örtün” demiş ve örtünüp yatmıştı. Son âyeti hariç
bu sûre bu olay üzerine inmiştir.
MÜDDESSİR | ÖRTÜNÜP BÜRÜNEN
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |