ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            20- SABAH AYDINLIĞI | FELÂK (Kitap Sırası-113)[Medine]


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Medine döneminde inmiştir. 5 âyettir. Felâk, sabah aydınlığı demektir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1-5.      De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”

Not.1         Sihirbazlıkla ilgili ayetler: Felak 4,  Nas 2, A’raf 117, Taha 69, Şuara 45-46, Bakara 102, Mücadele 10.

a)               Kuran’daki sihirbazlık hikâyelerinin kökeni Sümerlerdir. Sümerlerde bir insan başkasını sihirbazlıkla itham ederse, töhmet altında olan kişi nehre atılır; eğer suyun üstüne çıkarsa, bu iddia yalandır.” Ur-Nammu kanunlarına göre (md.10) iftiracıya para cezası verilir, Hammurabi kanunlarına göre (md.2) ise hem iftiracının malı iftira edilene verilir, hem de iftira eden kişi idam edilir.

                   Kuran’da en çarpıcı örnek Bakara 102. ayetidir

b)               Muhammed, “Sihirbazlık yapan kişiyi bir kılıç darbesiyle öldürün” demiştir. Hatta Muhammed’in hanımlarından halife Ömer’in kızı Hafsa’ya bir cariyesi sihir yaptığı için idam edilmiştir.

c)               Halife Ömer, Muaviye oğlu Cez’a, “Kim sihirbazlık yaparsa öldürün” talimatını verince, sadece bir günde üç sihirbaz öldürülüyor. Halife Ömer, halife Osman, İbni Ömer, Muhammed’in hanımlarından Hafsa, Cündüb bin Abdullah, Cündüb bin Kab, Kays bin Sad, Ömer bin Abdülaziz, Ebu Hanife ve İmam Malik gibileri, “sihirbazın cezası idamdır” demişlerdir.

d)               Muhammed tarafından kendisine cennet müjdesi verilen 10 kişiden biri olan Sad bin Ebi Vakkas, Muhammed’in “kim sabahleyin hurmanın bir çeşidi olan Acve’den yedi tane yese o gün ne büyü, ne de zehir onda etki yapmaz; yiyen kişi o gün çeşitli tehlikelerden korunmuş olacak” dediğini aktarıyor. Bu hadis, Diyanet işleri başkanlığınca tercüme edilen Tecrid-i Sarih’te de geçiyor.

e)               Bu konuda şu hadis de çok önemli: Muhammed, “Arkadaşlar! Dün gece, namazımı bozmak için bir cin bana camide saldırdı. Onu yakalayıp cami direğine bağlamak istedim; ancak benimle Allah arasında kalsın dedim ve bağlamaktan vazgeçtim. Eğer bağlasaydım siz sabahleyin camiye giderken onu bağlı olarak görmüş olurdunuz” diyor.

f)                Benzer hadislere inanılsaydı bugün tıbbın bu aşamaya gelmesi mümkün olabilir miydi? Neymiş; insan her sabah yedi tane hurma yeseymiş çeşitli hastalıklardan, belalardan korunmuş olacakmış!

g)               Acaba Muhammed neden inandırıcılığı olmayan bu gibi yöntemlere (zaman zaman) başvuruyordu ki, nedir bunun hikmeti? Bunun tek bir yanıtı vardır. Muhammed kendi kerametini göstermek için, o zaman kendilerine inanılan -cin, şeytan gibi- şeyleri bir taktik olarak, etki aracı olarak kullanmıştır; bu bilinçli bir tercihtir.

h)               Olayın masal boyutu bir yana, kendi içinde çelişkileri vardır; özet halinde birkaçını sunayım:

i)                 Bakara 102’de Hz. Süleyman zamanındaki bir hadiseden söz edilirken, “İnsanlara sihir öğreten şeytanlar, Allah’ın izni olmadan kimseye zarar veremezler/hiçbir etkileri olamaz...” diyor.

                   Yine Mücadele 10’da Allah’ın izni olmadan şeytanlar (değil ki peygambere) normal bir Müslüman’a bile zarar veremezler diyor. Hatta Kur’an’ın birçok yerinde (A’raf 117, Taha 69, Şuara 45-46 vd) Musa ile çeşitli sihirbazlar arasında yaşanan mücadelede kendisinin galip geldiği; karşı tarafınsa mağlup olup ona hiçbir zarar veremediği belirtiliyor.

j)                 Muhammed’in, “Sihir malzemesinin atıldığı kuyunun etrafındaki ağaçların dalları bu malzeme nedeniyle şeytan kafası gibi olmuştu, bundan dolayı o kuyunun suyu bulanık hale gelmişti” açıklamasının bir izahı olabilir mi! Acaba Muhammed’in kendisine inandığı şeytanın kafası nasılmış ki ağaçların dallarını da ona benzetiyor!

k)               İşin ilginç yanı, bu olayın Kur’an’da anlatılmış olmasıdırMuhammed’in başına gelen bu sihir belası nedeniyle Kur’an’dan “Felak” ve “Nassurelerinin indiği, birçok tefsir, sebeb-i nuzul ve hadis kaynaklarında yazılı. Başka kaynağa gerek yok; ayet zaten bu olaya değiniyor.

                   Allah, Felak 4’te “Ey Muhammed! Düğümlere üfürenlerin (üfürükçülerin) şerrinden Allah’a sığınırım de!” anlamında Muhammed’e emir veriyor.

                   Herhalde Kur’an’ın Allah’ı durup dururken Muhammed’e böyle bir talimat vermez; bunun, konuyla ilgisi olduğu belli. Muhammed’in sihirden etkilendiğini anlatan Ayşe, Muhammed’le Medine döneminde evlenmiştir. Onun bu sözlerinden, bu dönemde de Muhammed’in bu hastalığının (din mantığından hareketle) devam ettiği ortaya çıkıyor. Hâlbuki bu beladan kurtulabilmesi için bir nevi reçete gibi gönderilen  “Felak” ve “Nas” sureleri, Mekke döneminde inmiştir. İşin mantıksal yanı bir tarafa; tarihi olaylar da gösteriyor ki, inen bu ayetlerin  Muhammed’e şifa oldukları iddiası doğru değildir. Bir de Ayşe, “Muhammed kendi hanımlarıyla yattığı halde ‘Hayır; yatmadım’ diyordu” hadisini aktarırken, çok önemli bir ipucu daha veriyor. O da şu: Muhammed’in birden fazla kadınla evliliği ancak Medine döneminde gerçekleşmiş. Bu durumda, Mekke’de inen “Felak” ve “Nas surelerinin kendisine yarar sağlamadığı çok açık. Sonuç olarak, olayın akıldan uzaklığı bir yana; kendi içinde çelişkileri olduğu göz ardı edilmemeli.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.121-127).

Not.2         KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER, FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI: Felak ve Nas sureleri: İbn-i Mesut’un Kur’an nüshasında bir kere Felak ve Nas sureleri yoktu, kendisi bunları Kur’an’dan saymıyordu. Ona göre Kur’an sureleri 112 idi; onun yanında Felak ve Nas sureleri bir nevi dua gibiydi. Kendisi bu iki sure hakkında, “Hz. Muhammed bunları zaman zaman torunları Hasan ve Hüseyin için dua niye­tiyle okuyordu, bunlar Kur’an sureleri değil; ancak güzel birer duadır. Sakın Kur’an’ı yazarken bunları eklemeyin diyor.

                   İbn-i Mesut gibi önemli bir sahabi Felak ve Nas surelerini Kur’an’dan saymamış.

                   Ayrıntılar ve konuya ilişkin geniş İslami kaynak listesi için...

                   ...bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.126-127).

Not.3         KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER, FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI: Felak ve Nas sureleri:

                   Aslında İbn-i Mesut, Nas ve Felak surelerinde de haklı görünüyor. Çünkü bir kere bu iki surede olumlu, mantıklı ve yararlı bir mesaj yoktur. Felak suresinde, “De ki ben Allah’ın yarattığı şer olan şeylerden, karanlık bastığı zaman gecenin şerrinden, üfürükçülerin şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden sabahın yaratıcısı Rabbe/Allah’a sığınırım” deniliyor. Nas suresinde ise, “De ki, ben kalplere sinsice şüphe düşüren ins ve cin olan şeytanın şerrinden insanın rabbine, mali­kine (sahibine) ve ilahına sığınırım” deniliyor. Ancak sağ olsun Edison formül buldu, gece ile gündüz hemen hemen aynı ve eğer gece tehlikeyse, böylece bu tehlike ortadan kalkmış oldu. Nas suresinde ins ve cin olan şeytanın şerrinden söz ediliyor. Burada da, bana sığının, deniliyor. İnsanların rabbi, insanların sahibi, insanların ilahı şeklinde sıralanıyor.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.128-129, 226).

Sonuç:       İşte nüshalar arasındaki fark böylece hem fazla, hem de herkes “benimki doğrudur” deyince, halife Osman olaya el koyuyor ve yeni bir nüsha ortaya çıkarıp kalanları imha ediyor.                (pdf-s.132).

                   İmam Malik’e göre Osman’dan kalma olduğu iddia edilen ve şu an mevcut bulunan Kur’an da orijinal değildir; zaman­la değişime uğramıştır.                                                                           (pdf-s.200).

ayrıca;      KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER, FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI:

                   için bkz. (Hicr 9, Not.3) ve İLGİLİ HADİSLER için bkz. (Hicr 9, Not.4)

ayrıca;      ZALİM HACCAC’IN KUR’AN’DA YAPTIĞI DEĞİŞİKLİKLER: için bkz. Tekvir 24, Şuara 116, 167, Yunus 22, Yusuf 45, Zuhruf 32, Mü’minun 85-86, 89, Bakara 259, Muhammed 15, Maide 48, Hadid 7.

ayrıca;      Konuyla ilgili bu bilgiler Süyuti Kaynaklarında da vardır. Süyuti’den derlenen 40 benzer not için...

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.219-232).



Sonraki sure
NÂS | İNSANLAR




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting