101- APAÇIK DELİL | BEYYİNE (Kitap
Sırası-98)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1. Kitap ehlinden
inkâr edenler ile Allah’a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye
kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Not.1 Bir
gün Hz. Muhammed Übey b. Ka’b’ı yanına çağırıp kendisine “Cebrail
bana vahiy getirdi ki, Allah demiş, Kur’an’ı Übey için oku; gel dinle, sana
okuyayım” diyor ve Beyyine suresinin ilk
ayetini okumaya başlıyor.
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen
Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.130).
Not.2 KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER,
FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI:
a) Übey
b. Ka’b bu surede uzun bir ayet daha okuyor: “İnsanoğlu bir vadi dolusu mal istese ben de
versem, bu sefer başlar ikinci vadiyi istemeye. Onu da versem üçüncüyü ister ve
bu istekler sonsuza kadar sürer. Ancak toprak/yani ölüm onun gözünü doldurur.
Allah katında gerçek din Hanif dinidir (Hz. İbrahim dinidir). Bunun dışında olan
müşriklik, Yahudilik ve Hıristiyanlık, batıldır. Kim bir iyilik yaparsa
mükâfatı kaybolmayacaktır.”
(pdf-s.130).
b) Ebu Mûsâ el-Eş’arî anlatıyor: “Biz Kur’an’dan bir sure/bölüm
daha okuyorduk, onu müsebbihât denilen
surelerden (yani başında sebbehe- yüsebbihü kelimeleri geçen sureler)
birine benzetirdik. Bana o da unutturuldu. Ancak o sureden şu ayet ezberimde kaldı: ‘Ey
iman edenler! Yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Sonra bunlar
boyunlarınıza bir şahadet olarak yazılır da, kıyamet gününde onlardan sorumlu
tutulursunuz’
şeklindeydi.”
Bu ayetler şu an var olan Kur’an’da yoktur.
(pdf-s.203).
c) Ebu Mûsâ el-Eş’arî şunu da söylüyor: “Beyyine
suresi Bakara suresi kadar (286 ayet) uzundu;
ancak ondan sadece yedi ayet yazıldı.”
(pdf-s.203).
d) Übey’in hem nüshasında
farklı ayetler vardı, hem de iki
sure fazladan vardı.
Bunların isimleri, “Hafd”ve “Hül’”idi. Yani ona göre Kur’an
114 sure değil; 116 sureydi.
Bu, en bariz, göze çarpan
örnektir. İbn-i Abbas ve Ebu Musa el-Eş’ari’nin Kur’an nüshalarında da bu iki
sure vardı, onlar da bunları
Kur’an’dan sayıyorlardı.
(pdf-s.129).
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.130, ayrıca199-204, 225).
Sonuç: İşte
nüshalar arasındaki fark böylece hem
fazla, hem de herkes “benimki
doğrudur” deyince, halife
Osman olaya el koyuyor ve yeni
bir nüsha ortaya çıkarıp kalanları
imha ediyor.
(pdf-s.132).
İmam Malik’e göre Osman’dan kalma olduğu iddia edilen ve şu an mevcut bulunan Kur’an da orijinal
değildir; zamanla değişime
uğramıştır.
(pdf-s.200).
ayrıca; KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER,
FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI:
için bkz. (Hicr 9, Not.3) ve İLGİLİ HADİSLER için bkz. (Hicr 9, Not.4)
ayrıca; ZALİM HACCAC’IN KUR’AN’DA YAPTIĞI
DEĞİŞİKLİKLER: için bkz. Tekvir 24, Şuara 116, 167, Yunus 22, Yusuf
45, Zuhruf 32, Mü’minun 85-86, 89, Bakara 259, Muhammed 15, Maide 48, Hadid 7.
ayrıca; Konuyla
ilgili bu bilgiler Süyuti
Kaynaklarında da vardır. Süyuti’den
derlenen 40 benzer not için...
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.219-232).
2. Bu delil,
tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
3. O sahifelerde
dosdoğru hükümler vardır.
4. Kendilerine
kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa
düştüler.
5. Hâlbuki onlara,
ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk
etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru
dindir.
6. Şüphesiz, inkâr
eden kitap ehli ile Allah'a ortak koşanlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennem
ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler.
7. Şüphesiz, iman
edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en
hayırlısıdırlar.
8. Rableri katında
onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn
cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı
olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.
Not.1 Sad
50, Fatır 33, Meryem 61, Taha 76, Mü'min (Gafir) 8, Kehf 31, Nahl 31, Rad 23,
Beyyine 8, Saff 12, Tevbe 72: Bu ayetlerde Cennet’ten “Adn/Aden” olarak söz ediliyor. Tevrat’ta Adem’le Havva’nın içine bırakıldıkları cennetin/ bahçenin ismi Adn olarak geçiyor (Tevrat, Tekvin
2/8). Hatta Tevrat’ta bu yerin dünyada doğu tarafında bir bölgede olduğu da
yazılı ki Sümer inançlarıyla tamamıyla
çakışıyor. Cennet/Adn/Aden hikâyeleri çok
tanrılı Sümerlerden gelmedir. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.57).
NÛR | IŞIK
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |