ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            108- SIRA (DİZİ) | SAFF (Kitap Sırası-61)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Medine döneminde inmiştir. 14 âyettir. Sûre, adını 4. âyette geçen “saff” kelimesinden almıştır. Saff, sıra, dizi demektir. Sûrede başlıca, Allah yolunda cihadın fazileti konu edilmektedir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Not.1         Bu ayet harfi harfine Kuran’da üç ayrı yerde vardır (Haşr 1, Saf 1, Hadid 1). Bu ayet için Cebrail üç sefer inmiştir! bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.137)

2.         Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?

3.         Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.

4.         Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.

5.         Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

6.         Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler.1

7.         Kim, İslâm’a davet olunduğu hâlde, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

8.         Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Not.1         Hicr 9, Yunus 82, En’am 34,115, Kehf 27, Saf 8, Fetih 28, Tevbe 32, Bakara 75, Nisa 46, Maide 13, 41:

a)               Hicr 9: Allah bu ayette “Kur’an’ı biz koruyacağız” diyor.

b)               Yunus 82, En’am 34, 115, Kehf 27, Saf 8-9, Fetih 28, Tevbe 32-33: Allah bu ayetlerde de “Allah nurunu tamamlayacaktır. Allah’ın ayetlerini kimse değiştiremez” diyor.

c)               Bakara 75, Nisa 46, Maide 13, 41: Allah bu ayetlerde de “Yahudiler Tevrat’ı tahrif ettiler, Tevrat, Allah’tan gelen Tevrat değildir”” diyor.

Özetle;      Tevrat ve İncil de Allah’ın sözleri/ayetleri olduğu halde ve Allah kendisi “Allah’ın sözünü değiştirecek yoktur” derken, yine aynı AllahYahudiler Tevrat’ı tahrif ettiler” diyor.

                   Ayetlerden açıkça görüldüğü gibi Kur’an’ın Allah’ı kendisiyle çelişmektedir.

d)               Burada “Acaba tanrı neden gönderdiği kitaplar arasında ikili davranıp bazılarına koruma garantisi verdi de bazılarına vermedi?!” sorusuna verilecek yanıt yok!

                   Bu konuda Kur’an’da başka ayetler de vardır. Bunlara bakılırsa ne Tevrat’ın, ne de İncil’le Kur’an’ın değiştirilmesi söz konusu olmamalı; ama hepsi de değiştirilmiştir, hiçbiri orijinini korumamıştır.

                   Bu şu demek değildir ki, bunların aslı daha iyi veya tanrıdan gelmedir.

                   Bir kere hepsinin mimarları insanoğludur.

e)               Denilebilir ki, Kur’an’da sözü edilen garanti sadece Kur’an için geçerlidir; Tevrat ve İncil için geçerli değildir; ben de derim ki, Allah niçin farklı davranıyor? Hâlbuki (iddialara göre) onlar da kendi gönderdikleridir. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.82-84).

9.         O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.

Not.1         Saf 9, Fetih 28, Tevbe 32-33: Bu ayetlere göre Hz. Muhammed’e Kur’an geldikten sonra bu din hem nitel, hem de nicel olarak dünya hâkimi olmalıydı; ama maalesef böyle olmamıştır. Nerede bir İslam ülkesi varsa hep üçüncü dünya ülkeleri statüsündedir. Sayı olarak da Hıristiyanlık dünyada bir numaradır! bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü, (pdf-s.217).

Not.2         Enfal 7-8, Saff 8-9, Fetih 28, Tevbe 32-33:

a)               Bu ayetlerdeki “Ben Kur’an’ın hükmünü yeryüzüne/bütün sistemlere hâkim kılacağım/ galip getireceğim” sözünün, bugünkü dünya realitesiyle çelişik olduğuna ne denir!

b)               Veya şöyle diyelim: Tevrat ve Kuran Allah’ının insanları, Mısır’daki suları kana çevirmekle, çekirge, kurbağa, haşere... göndermekle, tatarcık, dolu, baston, elin cepten çıkarmasıyla, yukarılardan taş yağdırmakla, depremle, bazen denizde batırmakla, yıldırım çarptırmakla... ve Tur-i Sina’da Musa’nın kavmine yaptıklarıyla cezalandırdığını bugün anlatsak kime inandırabiliriz ki!

c)               Şu rahatsızlığımı burada bir daha yineliyorum: Çağımızda kutsal kitaplardakilerle uğraşıp bu konuda kalem kullanmak cidden insanı rahatsız ediyor; ama ne yazık ki buna daha epey zaman ayırmak zorundayız; bunu anlatmama gerek yok; çünkü İslam dünyasının  fotoğrafı hepimizin gözü önündedir.

d)               Bu bölümü, Robert Cooper’ın yaklaşık 150 yıl önce (tüm dinleri eleştirel anlamda) kaleme aldığı kitabındaki önemli bir sözüyle bitirmek istiyorum. “Akıl ve ilim kullanmadan kutsal kitapların masallarına inananlar, aynı kitaplarında Ay’ın küflü peynirden yapıldığı yazılı olsa ona da inanırlar” diyor (The Inqurier’s Text-Book, Substance of Thirteen on the Bibel. s.209, Boston).

                   Ne yazık ki insanlar düşünmeden inanıyorlar.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.157-158).

10.       Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size?

11.       Allah’a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.

12.       (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.

Not.1         A’râf 19-26, Meryem 61-62, Tâhâ 115-122, Bakara 31-32, 35-37, Muhammed 15, Saff 12: “Âdem’in cennetten kovulması” hikâyesi Tevrat’ta daha ayrıntılı anlatılmaktadır. Ancak bu hikâye aslında çok tanrılı Sumerlerden gelmektedir.

                   bkz. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni, (pdf-s.41-44).

Not.2         Sad 50, Fatır 33, Meryem 61, Taha 76, Mü'min (Gafir) 8, Kehf 31, Nahl 31, Rad 23, Beyyine 8, Saff 12, Tevbe 72: Bu ayetlerde Cennet’ten “Adn/Aden” olarak söz ediliyor. Tevrat’ta Adem’le Havva’nın içine bırakıldıkları cennetin/ bahçenin ismi Adn olarak geçiyor (Tevrat, Tekvin 2/8). Hatta Tevrat’ta bu yerin dünyada doğu tarafında bir bölgede olduğu da yazılı ki Sümer inançlarıyla tamamıyla çakışıyor. Cennet/Adn/Aden hikâyeleri çok tanrılı Sümerlerden gelmedir. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.57).

13.       Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih (Mekke’nin fethi). (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele!

14.       Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun.2 Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler de, “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.3

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Al-i İmran 52, Saff 14 -iki kez-, Maide 111-112) Arapçasında geçen;

                   HAVARİYYUNkelimesi Arapça değildir.

                   Nebatice’dir, “el­bise yıkayan-temizlikçi/yardımcı” anlamına gelir. Ayette Hz. İsa’nın “havarileri” kastedilmiştir ki za­ten “yardımcıları” demektir; tıpkı Hz. Muhammed’in “ashabı” gibi (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.288).





DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)

1.     Bu âyet şu şekilde de tercüme edilebilir: “Fakat İsa’nın müjdelediği peygamber onlara apaçık âyetleri getirince, “Bu apaçık bir sihirdir, dediler.”

2.     Allah’a yardım ifadesi, Allah’ın emirlerine ve yasaklarına uymak, dinine destek olmak demektir.

3.     “Havariler”, Hz.İsa’ya herkesten önce inanan ve yardımcı olan, onun Allah’ın kulu ve peygamberi olduğunu tasdik edenlerdir.



Sonraki sure
FETİH | FETİH




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting