ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            8- EN YÜCE | A'LÂ (Kitap Sırası-87)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan ve Allah Teâlâ’yı niteleyen “el-A’lâ” kelimesinden almıştır. A’lâ, en yüce demektir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Yüce Rabbinin adını tespih et.

2.         O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır.

3.         O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.

4-5.      O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir.

6.         Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.

Not.1         A’la 6, Kıyamet 16-18: Hz. Ayşe’nin aktardığı bir hadis: Hz. Muhammed bir ara, “Falanca sureden bir ayeti artık atmıştım; ama Allah razı olsun; caminin yanından geçerken baktım ki içer­de biri o ayeti okuyor. O yüzden ben onu bir daha hatırladım ve Kur’an’ın ilgili yerine ekledim” diyor.

                   Ayşe bilindiği gibi Medine’de Muhammed ile evlenir ve sözü edilen o unutulan ayet hadisesi de Medi­ne’de olur. Yukarıda “sen hiç unutmayacaksın” ve “onun okunuşuna uy” şeklinde Al­lah’ın kendisine söz ve emir verdiği ayetler ise Mekke’de ilk gelen ayetlerdendir.

                   Peki, durum bu olunca, Hz. Muhammed nasıl diyebilir ki ben artık onu atmış/unutmuştum?

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.56-57).

Konu:         KUR’AN’DA NASİH VE MENSUH: Ala 6-7, İsra 86, Nahl 101, R’ad 39, Bakara 106:

                   (BU KONU A’LA SURESİ’NİN SONUNDA -19. ayetten sonra- GENİŞ KAPSAMLI İŞLENMEKTEDİR)

7.         Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.

8.         Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.

9.         O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

10.       Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.

11-12.  En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.

13.       Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.

14-15.  Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

16.       Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

17.       Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.

18-19.  Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır.

 

Konu:         KUR’AN’DA NASİH VE MENSUH: Ala 6-7, İsra 86, Nahl 101, R’ad 39, Bakara 106:

                   (ayrıca; Kâfirun 6, Zümer 14-15, Tevbe 5, 29)

A)               Nasih-mensuhla ilgili en net ayetler şunlar:

1)               “Biz bir ayeti siler veya unulturursak ondan daha iyisini, ya da benzerini getiririz. Allah’ın gücünün her şeye yettiğini bilmedin mi?” (Bakara 106)

2)               “Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyduğumuzda -ki Al­lah neyi indirmekte olduğunu daha iyi bilir- şöyle derler: ‘Sen düpedüz bir iftiracısın.’ Hayır, öyle değil. Bunların çoğu bilmiyor.” (Nahl 101)

3)               “Allah dilediğini siler, dilediğini de bırakır. Kitabın anası (kaynağı) onun yanındadır.” (R’ad 39)

4)               “Sana okutacağız, hiç unutmayacaksın. Yalnız Allah’ın di­lediğini unutursun.” (Ala 6-7)

5)               “And olsun, biz dilesek, sana vahyettiğimizi (ayetleri) tamamen gideririz.” (İsra 86)

a)               Bakara 106’nın ifadesine göre; nasih olan (sonradan gelen ayet) içerdiği mesaj itibariyle mensuhtan (geçersiz kılınandan) daha yararlı olmalı ki, insanlar buna karşı Allah’ın merhametini takdir etsinler. Gelgelelim hiç de böyle değildir. Hele hayati konularda önceki ayetler sonrakilerden daha iyi.

b)               Mesela Hz. Muhammed Mekke’de iken, “Sizin dininiz sizin olsun, benim de dinim benim olsun. Ben Allah’a ibadet ederim; isterseniz siz de Allah dışında neye ibadet etmek isterseniz edin/ edebilirsiniz” diyor (inanç özgürlüğü­ne saygı ifade eden cümleler kullanıyor). (Kâfirun 6, Zümer 14-15)

                   Ama Medine’ye ge­çip askeri olarak güçlenince, bu kez fütuhat ayetlerini öne sürüyor ve ganimet, feyy’, cariye, talan gibi şeyler helaldir diyerek insan öldürmeyi meşru kılıyor.

                   Demek ki nasih olan/son düzenleme mensuhtan daha iyi olmuyor.

c)               Bir konu hakkında Kur’an’da bazen ikiden fazla değişiklik yapılmıştır; bunun da örnekleri vardır. Az önce verdiğim örnekte olduğu gibi, Mekke döneminde inen surelerde inanç özgürlüğünü içeren ayetler var; daha sonra Medine döneminde inen Tevbe suresinde “hürmetli aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün ayeti gelir/iş daha da zorlaştırılır (Tevbe 5).

                   Bu konuda üçüncü bir değişiklik yapılır ve Cizye verene kadar savaşın denilir (Tevbe 29).

Kaynak:    Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.237-238).

B)               Hz. Muhammed’in unutkan olduğunu, nasih-mensuh ayetlerinin bunun için indiğini birçok müfessir de ilgili ayetler kısmında işlemiştir.

                   Şimdi de konuyu kısaca özetleyelim: Neymiş bu olup bitenlerin gerçeği acaba?

                   Hz. Muhammed zaman zaman sıkıntıya girince, çelişkiler olunca; unuttuğu konuşmasını “önemli değil, Al­lah bize unutturdu” şeklinde yanıtlamış. Kanıtını da ayetlerden göstermiş. Örneğin “Sana (Kur’an’ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın. Yalnız Allah’ın dilediğini unutursun.” (A'la 6-7)

                   Kur’an’da duran birbirlerinin tersi ayetleri de Allah değiştirdi, bu bizim lehimizedir” diye savunmuş. Dikkat çeken bir nokta da şudur: Mekke’de oluşan Kur’an su­relerinde, nerdeyse bu nasih, birbirleriyle çelişik ayet-sure yok; bunlar Medine’de oluşan kısımda var. Peki niye?

                   Çünkü Medi­ne’de Yahudilerden elit bir sınıf vardı. Hz. Muhammed’in ayetle­ri bunlara inandırıcı gelmiyordu, hep sorular, itirazlar vardı. Bu yüzden ayetler hep farklı oluşmuştur.

                   Benzer çelişkilerin önemli bir nedeni budur demek, sanırım yerinde bir belirleme olur.

Kaynak:    Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.258-259).

C)              Razi, şunları anlatıyor: Hz. Muhammed’e yöneltilen eleştirilerden biri de, Hz. Muhammed ashabına önce bir şey emrediyor (yapın diye), daha sonra onu yasaklıyor (yapmayın diyor): Ak­şam söylediğini sabah unutur gibi eleştiriler yöneltiyorlardı, diyor. Zaten bu mevzu Nahl suresinde şöyle geçiyor: Biz bir aye­ti değiştirip yerine başkasını getirdiğimizde derler ki Muham­med iftira ediyor.’ (Nahl 101)

                   İslam âlimleri bu iftiranın yersiz olduğunu, Hz. Muhammed’in aslında unutkan olmadığını belirtmek için, Allah ilgili ayetleri göndermiştir, diyorlar.

                   Mesela az önceki ayetlerden birinde Yahudilerin o eleştirisine karşı, ben bir ayeti silerim de unuttururum da; her şey elimdedir, şeklinde yanıt veriliyor. (R’ad 39)

                   Yine yukarıda­ki ayetlerden birinde deniliyor ki: Biz bir hükmü ortadan kaldırırsak ya daha iyisini yerine koyarız, ya da aynısını.’ (Bakara 106) Daha iyisini yerine koymaya evet diyelim. Ya bir şey varsa onu kaldırıp aynısını yerine koymanın veya tekrarlamanın ne gereği var?

                   Hz. Muhammed’e yapılan eleştirilerde iki terim önemli: Unutkan ve çelişkili konuşan. Dikkat edilirse yanıt amaçlı gönderilen ayetlerde her iki terim de geçiyor. Çelişkili konuşma için, yanıt amacıyla nasih-mensuh devreye giriyor, böylece çeliş­kili beyanatta bulunmadığı ortaya konmaya çalışılıyor. Unutkanlık için de, Allah bir ayeti unutturursa onda sizin için hayır vardır deniliyor.

                   İşte o kadar hakkında kitaplar yazılan Nasih-mensuh hikâyesinin temel esprisi buna dayanır:

                   Hem ayet göndermek hem de onu unutturmak!

Kaynak:    Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.242).

D)               KUR’AN’DA NASİH VE MENSUH: Ayetlerle ilişkili olan nasih-mensuh notları ilgili ayetlere işlenmiştir.

a)               Necm 3:

b)               Mürselat 35-36, Yasin 65 Kasas 78, Rahman 39: & Kaf 28, Hicr 92-93, Saffat 27-29, Zumer 31:

c)               Furkan 68-70, Nisa 93:

d)               En'am 146, Nisa 160, Al-i İmran 50:

e)               Bakara 142-144, 149-150:

f)                Bakara 180, Nisa 12:

g)               Bakara 183-185:

h)               Bakara 187:

i)                 Bakara 234, 240, Nisa 12:

j)                 Bakara 284, 286:

k)               Enfal 9, 12, 17, Al-i İmran 124-125, 140:

l)                 Enfal 65-66:

m)              Al-i İmran 102, Tegabün 16:

n)               Nisa 15, 16, Nur 2:

o)               Mücadele 12-13:



Sonraki sure
LEYL | GECE




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting