ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            106- HARAM KILMAK | TAHRÎM (Kitap Sırası-66)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını Hz. Peygamber’in, helâl olan bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm, haram kılmak demektir. Sûrede başlıca, Hz. Peygamber’in eşleriyle olan bazı münasebetleri ile, mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasının temel prensipleri konu edilmektedir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Not.1         MUHAMMED’İN HANIMLARI HAKKINDA İNEN AYETLER (5. Grup): Tahrîm 1-5

                   Bu not için bkz. (Tahrîm 5, Not.4)

2.         Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Not.1         MUHAMMED’İN HANIMLARI HAKKINDA İNEN AYETLER (5. Grup): Tahrîm 1-5

                   Bu not için bkz. (Tahrîm 5, Not.4)

3.         Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Peygamber, “Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.

Not.1         MUHAMMED’İN HANIMLARI HAKKINDA İNEN AYETLER (5. Grup): Tahrîm 1-5

                   Bu not için bkz. (Tahrîm 5, Not.4)

4.         (Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.

Not.1         MUHAMMED’İN HANIMLARI HAKKINDA İNEN AYETLER (5. Grup): Tahrîm 1-5

                   Bu not için bkz. (Tahrîm 5, Not.4)

5.         Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.

Not.1         Tahrim 3-5, 10-12: İslami kaynaklara göre (Buhari, Müslim Ledud bölümü, İbni-Sad Tabakat, vd) Halife Ebubekir, kızı (Hz. Muhammed’in karısı) Ayşe, Halife Ömer ve kızı  (Hz. Muhammed’in karısı) Hafsa, Hz. Muhammed’e son günlerinde hasta yatağındayken isteği dışında zorla ilaç içiriyorlar ve Hz. Muhammed ertesi gün ölüyor. Bunun bir cinayet olduğunun en büyük kanıtlarının da bu ayetler (Tahrim 3-5 ayrıca 10-12) olduğu (cinayet öncesi Hz. Muhammed’in iki karısı Ayşe ve Hafsa ile ciddi sorunlar yaşadığını gösteren ayetler olduğu) öne sürülüyor.

Kaynak:    Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü, (pdf-s.39-42); İslami Kaynaklar: Arif Tekin’in kitabında.

Not.2         Cinayet kanıtlarından biri de şu: Hz. Muhammed bir ara Ayşe’nin evini göstererek ve üç sefer de tekrarlayarak, “İşte küfür/fitne buradadır, şeytanın boynuzunun çıktığı yer burasıdır.” diyor.(pdf-s.47) Bir diğer kanıt: Hz. Muhammed “Yazıklar olsun! Bu kadın (Ayşe) başarabilirse ne yapmak istiyor, neyin peşindedir!” diyor.(pdf-s.51) İslam düşünürlerinden Muhammed b. Mesut Ayaşî (h.4. asırda yaşamış) kendi tefsirinde (88) bu konuda halife Ömer, Ebubekir ve kızları olan Ayşe ve Hafsa’nın Muhammed’i zehirleyip öldürdüklerini ve hepsinin katil olduklarını açıkça belirtiyor.(pdf-s.52)

                   Zehebi, İbni Hacer gibileri şu ağır ifadeleri de eklemişler. Kimileri (isim de vererek), Ebubekir ve Ömer’e Firavun demişler, kızları Ayşe ve Hafsa’yı Lut kavmine benzetmişler şeklinde net açıklamaları var.(pdf-s.52) Meclisi gibi Şia ekolüne bağlı yazarlar Ebubekir-Ömer ve kızlarını daha ağır bir şekilde suçluyorlar.(pdf-s.52)

                   İbni Mesut, “Bana teklif edilse ki, ey İbni Mesut; sen yemin içer misin ki Muhammed katledilmiştir diye? Ben de derim ki, değil ki bir kere; dokuz sefer bu konuda rahatlıkla yemin içerim ki Muhammed suikasta kurban gitmiştir. Ancak bana, ‘Yemin içer misin ki Muhammed normal eceliyle ölmüştür diye?’ teklif gelse, bu konuda tek bir sefer bile yemin içemem.” diyor.(pdf-s.60)

                   Şa’bi bu konuda, “Yemin ederim ki, Hz. Muhammed suikasta kurban gitmiştir.” diyor.(pdf-s.60)  (Ayrıntılar ve İslami kaynaklar Arif Tekin’in kitabındadır.) İslamı koruma çabasında olan kaynaklar ise bu ayetlerin Hz. Muhammed’in karısı Hafsa’nın odasında cariyesi Marya ile cinsel ilişkiye girmesi, Hafsa’nın bunu görmesi ve Ayşe’ye anlatması ile ilgili olduğunu, insanları daha saf gören İslami kaynaklarsa bu ayetlerin “Bal Şerbeti” hikâyesiyle ilgili olduğunu öne sürüyorlar.

Kaynak:    Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü, (pdf-s.39-61); İslami Kaynaklar: Arif Tekin’in kitabında.

Not.3         Muhammed, bir ara bütün hanımlarıyla kavga ediyor ve onun bu kavga olayı halk tarafından duyuluyor. Hem Ebu Bekir, hem de Ömer, “Biz kızlarımız olan Ayşe ve Hafsa’yı öldüreceğiz, nasıl sana karşı gelebilirler” diye ye­min içiyorlar. Nihayet, Ömer’in girişimleri sonucu Muhammed, (boşamış olduğu) Hafsa’yı tekrar nikâhına alıyor ve o arada “Cebrail bana az önce vahiy ge­tirip ‘Ömer’in hatırı için Hafsa’yı tekrar geri al. Hafsa, cennette de senin hanımın olacak’ dedi” şeklinde bir hadis anlatıyor. Bu arada Muhammed diğer hanımlarıyla da barışsın diye Ömer, Muhammed’in hanımlarına tavsiyelerde bulunuyor ve bir sö­zünde Muhammed huzurunda onlara özetle, “Eğer Muhammed sizi boşarsa, ona her çeşit kadın bulunabilir. Artık siz bilirsi­niz...” diyor. Ömer’in kullandığı bu cümle, bir süre sonra, yukarıdaki ayet biçiminde iniveriyor.

Kaynak:    Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.64-66).

                   Ayrıca bazı ayetlerin Ömer’in arzusu ya da görüşü doğrultusunda indiğine (oluşturulduğuna) ilişkin İslami Kaynaklar Arif Tekin’in kitabında verilmektedir. (pdf-s.55-56).

Not.4         MUHAMMED’İN HANIMLARI HAKKINDA İNEN AYETLER (5. Grup): Tahrîm 1-5

                   Tahrîm Suresi, Medine döneminin hemen hemen son yılında inmiştir. Bu ayetlerde dikkati çeken Muhammed’in kendine haram kıldığı şeyin ne oldu­ğunu ve niçin haram kıldığını öğrenelim.

1)               Birinci Görüş:

                   Muhammed bir gün hanımlarından Hafsa (ya da Zeynep’in) yanında fazla kalıyor. Ayşe ve diğer hanımları bunu kıskanıyorlar ve sebebini öğreniyorlar ki Hafsa (ya da Zeynep) ona bal şerbeti içiriyormuş. Bunun üzerine Ayşe ve diğerleri aralarında anlaşıp ne zaman Muhammed Hafsa (Ya da Zeynep’in) yanından çıkıp gelse “Senin ağzından ‘Megafir’ kokusu geliyordemeye başlamışlar.

                   Bunun üzerine Muhammed “Ben bundan sonra bal şerbetini iç­mem” diye yemin içiyor.

2)               İkinci Görüş:

                   Muhammed, eşlerinden Hafsa’yı ikna edip babası Ömer’in evine yollamış. Hafsa gittikten sonra da kendi cariyesi Marya ile Hafsa’nın odasında yatmış. Hafsa, herhalde olayı sezmiş yarı yoldan geri dönmüş ve Muhammed’i kendi odasında Marya ile sevişirken yakalamış.

                   Bunun üzerine Hafsa çok kız­mış ve olayı Ayşe’ye anlatmış. Her ikisi de Muhammed’e çok sert tepki gösterince, Muhammed “Ömür boyu Marya ile yatmayacağımdiye yemin içmiş.

                   İşte bunun üzerine ayet inmiş kiMarya’yı kendine haram edemezsin. Çünkü helâl olan bir şey haram ol­maz” deniyor ve Muhammed’in içtiği yemine böylece fetva ve­rilmiş oluyor.

Özetle;      Kısacası Muhammed’in kendine haram kılıp da aye­tin inmesine neden olan şey ya bal şerbeti ya da Marya’dır. Hangisi olursa olsun bu, Kur’an’ın nasıl ortaya çıktığı konusunda önemli bir ipucudur.

a)               Tahrîm 3. ayette Muhammed’in bu olay üzerine bu hanımlarına gizli bir şeyler söylediği ve onlara “Sakın kimseye demeyin” dediği halde onların bunu söylediği; Al­lah’ın da bunu Muhammed’e vahiy yoluyla haber verdiği ve Muhammed’in bunun bir kısmını onlara aktardığı, bir kısmını da gizli tuttuğu yazıyor. Bu durumda onlara en az iki şey söylediği kesin. Yani kadınlar tarafından gizli tutulması gere­kenin tek bir olay olmadığı ayetle tescil ediliyor. Acaba bunlar nedir?

b)               Rivayetlere göre Muhammed Marya ile yakalanınca, Ay­şe ile Hafsa bu konuda dedikodu yapmaya başlıyor. Muhammed de onlara “Sakın bu olayı kimseye söylemeyin; ben de söz veriyo­rum ki, hem bundan sonra Marya ile yatmayacağım; hem de ölürsem sırayla Ebu Bekir’le Ömer halife olacaklar” diyor. Fa­kat onlar buna rağmen bu sırrı saklı tutmayıp ifşa ediyorlar. Güya bunun üzerine Tahrîm Suresi’nin 3. ayeti inmiştir deniyor.

c)               Aslında olayın mahiyeti şudur: Muhammed’in gizli tutulmasını istediği şeyler her ne olursa olsun kadınları tarafın­dan yayılması üzerine vahiy gelmesi meselesi kendisinin baş­vurduğu bir taktiktir. Kendisi onlarla beraber yaşadığına göre, onların bu meseleyi ifşa edip etmediklerini zaten biliyordu. Dolayısıyla, bu sadece hanımlarını etkilemek için başvurduğu bir taktikten öte bir şey değildir. Gizli tutulmasını istediği şeyler konusunda işi sıkı tutmak için Allah’ı bu konuda kullanmıştır; bunun başka izahı olamaz!

d)               Muhammed’in, hilafet gibi bir makamı bu olay yüzünden Ebu Bekir ve Ömer’e vasiyet etmesi cidden bir problemdir. Çünkü o günkü koşullara göre Marya zaten onun cariyesiydi ve onunla yatmasının toplum açısından bir ayıbı da yoktu. Sadece başka hanımının sırasında böyle bir şey yapmıştır ve bu da Kur’an’a göre usulsüz sayılmıyor. Ahzâb Suresinin 51. ayetinde Muhammed bu konuda serbest bırakılmış. Hal böyle olunca ortada işlenen bir suç yoktur. Kaldı ki, onu kendine haram kılmakla kadına haksızlık yapılmış oluyor: “Ölene kadar onunla yatmayacağım” diye yemin içiyor. Bu konuda kadının suçu ne?

e)               Bazı müfessirler, Muhammed’in kendine haram kıldığı şeyin bal şerbeti olduğunu söylüyorlar. İşi sadece bir bal şerbetine bağlamak her şeyden önce Kur’an ayetine terstir.

                   Çünkü ayete göre Muhammed hanımlarına gizli bir şey söylüyor, onlar bunu gizli tutmuyor; Allah vahiy yoluyla durumu Muhammed’e bildiriyor, Muhammed de bir kısmını kendi yüzle­rine vuruyor, bir kısmını da saklı tutuyor.

                            Muhammed neden “bal şerbetinin gizli tutulmasını” istesin ki? Üstelik de hanımları bunu ifşa ediyorlar, dahası Allahbak bal şerbetini gizli tutmadılar” diye bilgi veriyor!

                   Dolayısıyla -olaya din açısından baktığımızda- eğer durum vahim olmasaydı, Allah bir bal şerbeti yüzünden bu kadar ayeti birden göndermezdi.

f)                Tahrîm Suresi’nin 4. ayetinde, Muhammed’e tuzak Kur’an iki hanımından söz ediliyor. Bu konuda Halife Ömer, çok uzun olan bir hadiste, “Ayette kastedilen iki kadın, Ayşe ile Hafsa’dır” diyor.

g)               Hatırlanacağı gibi, daha önce de Allah, Ahzâb Suresinde Muhammed’in hanımlarına hitaben özetle, “Eğer siz peygambe­re karşı gelirseniz sizin cezanız iki kat artacak” demişti. Burada net olarak ortadadır ki onlar bu konuda ne Allah’ı, ne de Muhammed’i dinlememişlerdir. Bu durumda Allah’ın, ahirette onla­ra vereceği ceza Ahzâb Suresi’nde söylendiği gibi normalin iki katı mı olacak?

h)               Daha önce Ömer bahsinde ifade edildiği gibi, Tahrîm Suresi’nin 5. ayetinin içerdiği anlam, Ömer tarafından tehdit amacıy­la Muhammed’in hanımlarına karşı söylenmiş, daha sonra Ömer’in kullandığı bu söz beğenilip ayet olarak inmişti.

i)                 Tahrîm Suresi’nin 4. ayetinde şöyle bir olay daha vardır: Muhammed’in iki hanımına (Ayşe ve Hafsa’ya) hitaben, “Eğer siz Muhammed aleyhinde birbirinize destek olursanız, başta ben Allah olarak, Cebrail, diğer melekler ve müminlerden de salih olanı Muhammed’e yeteriz” deniyor.

                   Yani, iki kadın için hem Allah, hem Cebrail ve diğer melekler, hem de müminler­den salih olanı devreye sokuluyor.

j)                 Bir de ayette geçen “salih” terimi dikkat çekicidir! Müminlerin salihleri değil de, müminlerin salihi şeklinde tekil bir ifade kullanılıyor. Bazı müfessirler (Kur’an’ı açıklayan), kastedilen kişinin Ömer olduğunu belirti­yorlar. (Mesela, Fahrettin er-Razi, Mefatih’ul Gayb, Tahrîm Su­resi, 4. ayet.) Böylelikle Ömer’le ilgili ayetlerden biri de burada ortaya çıkmış oluyor. Bu durumda ayetin anlamı, “Muham­med’e yardımcı olarak Allah, melekler ve Ömer yeter” şekline dönüşüyor.

k)               Muhammed’i destekleyen bütün bu olağanüstü kuvvetler, hep Ayşe ve Hafsa’ya karşıdır!

Kaynak:    bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.188-194)

6.         Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.

Not.1         Müddesir 30-31, Tahrim 6: Bu inanç çok tanrılı Sumer Uygarlığından kaynaklanmaktadır. Sümerler, cehennemde cezayı uygulayacak görevlilerin bulunduğuna, bunların başında da Ereşkigal adında cehennem tanrıçasının olduğuna, bu görevlilerin çok katı ve sert olduklarına inanırlardı. (Örneğin, NETİ ve NERGAL gibi) Daha önce sözünü ettiğimiz Cennet ve Cehennem’le ilgili tabletlerde bunlar anlatılıyor.                                 bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.53).

7.         Ey inkâr edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.

8.         Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.

9.         Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!

Not.1         Bu hikâye de Kuran’ın iki suresinde harfiyen anlatılmaktadır (Tahrim 9, Tevbe 73). bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.138)

10.       Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.

11.       Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.

12.       Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.



Sonraki sure
TEĞÂBUN | ALDANIŞ




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting