ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            37- AY | KAMER (Kitap Sırası-54)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Mekke döneminde inmiştir. 55 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Kamer” kelimesinden almıştır. Kamer, ay demektir. Sûrede ana fikir olarak, Kur’an’ı yalanlayanlar, çeşitli azap ve helâk örnekleri de verilerek uyarılmaktadır.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.1

Not.1         ŞAİR KAYS: Bu ayetteki “Kıyamet yak­laştı, ay yarıldıcümlesi harfiyen şair İmr-ül Kays’tan alınmıştır.

                   Bu şair Hz. Muhammed’den yaklaşık 30 yıl önce vefat etmiştir. Kendisi 540’ta vefat etmiş, Muhammed ise 571’de dünyaya gelmiştir.

                   Bu şairden harfiyen alınan diğer cümleler ve şiirlerinden benzer alıntılar için...

                   ...bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.42-43).

2.         Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler.

3.         Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.

4.         Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi.

5.         Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor!

6,7.      O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.

8.         Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, “Bu zor bir gün” derler.

9.         Onlardan önce Nuh’un kavmi de yalanlamıştı. Onlar kulumuzu yalanlayıp “Bu bir delidir” dediler ve kulumuz (tebliğ görevinden) alıkonuldu.

10.       O da Rabbine, “Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et” diye dua etti.

11.       Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık.

12.       Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.

13.       Biz Nûh’u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik.

14.       Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.

15.       Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?

16.       Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (gördüler)!

17.       Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

18.       Âd kavmi de (Hûd’u) yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış!

19.       Biz onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürültülü ve dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

20.       İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.

Not.1         Tur dağı ayetleri: Abese 29, Kaf 10, Kamer 20, Yasin 34, Meryem 23, 25, Taha 71, Şuara 148, İsra 91, En’am 99, 141, Kehf 32, Nahl 11-67, Mü’minun 19, Tur 1, Hakka 7, Rad 4, Rahman 11, 68, Bakara 266.

                   Zeytin ismi geçen ayetler: Abese 29, Tin 1, En’am 99-141, Nahl 11, Nur 35

a)               Hz. Musa’nın zaman zaman Tur dağına/Tur-i Sina’ya çıkıp Allah’la konuşması, Kuran’da sıkça kullanılan konular arasındadır (yukarıdaki ayetler).

b)               Yine Hz. İsa’nın sıkça “Yeruşalime’ye yakın zeytinlik dağına çıkıp oradaki mabette halka, arkadaşlarına bilgi verdiği” İncil’de anlatılmaktadır (Matta 21/1, Markos incili, 13/3-28, 11/27, 14/26).

c)               Bu arada incir ağacının da hikâyesi hem Tevrat’ta (Tekvin, 3/7), hem  İncil’de (Markos, 13/28), hem de Kuran’da (Araf, 22.ayet) anlatılmaktadır.

d)               İşte Muhammed, incir-zeytin ve Tur dağıyla ilgili eski mitolojik inançları kendi Kuran’ında işlemiştir/ tabir caizse onlara Kuran’da kadro açmıştır. Hatta bir sureye “İncir” (Tin) birine de “Tur” ismi takmıştır. Sadece isim takmakla kalmamış; aynı zamanda tanrı bunlara daha da önem vererek bunların başına yemin de etmiştir kendi Kuran’ında. İncir suresinin hemen ilk başında “And olsun incire, zeytine, Tur’i Sina’ya ve bu güvenli şehre (Kâbe’ye)” diye yemin ediyor.

e)               Muhammed incir olsun, zeytin olsun, tur dağı olsun bunları topluma karşı bir etki aracı, söylediklerine inandırıcılık kazandırmak amacıyla kullanmıştır. Bunun başka izah tarzı zaten olamaz.

f)                İnsanlar yanımda muhteremdir; ancak bir sistem yanlışsa onu söylemek, eleştirmek bir insanlık görevidir. Ben hiç kimsenin ezilmesini istemiyorum. Bu arada en çok ezilenin de, dinlerden medet bekleyen kişiler oldukları bir gerçektir. Dolayısıyla, benim bu doğruları söylemekle en fazla Müslümanlara faydalı olacağım da bilinmeli.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.149-150)

21.       Azabım ve uyarılarım nasılmış, (gördüler)!

22.       Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

23,24.  Semûd kavmi de uyarıcıları yalanlamış ve şöyle demişlerdi: “İçimizden bir insana mı uyacağız? (Asıl) o takdirde biz apaçık bir sapıklık ve delilik içine düşmüş oluruz.”

25.       “Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir.”

26.       Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık!

27.       (Salih’e şöyle demiştik:) “Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret.”

28.       “Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun.”

29.       Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.

30.       Fakat azabım ve uyarılarım nasılmış!

31.       Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.

Not.1         Kalem 10, 13, 16, Müddessir 19-20, Tebbet 1, Maun 4, Fil 5, Humeze 1, Kamer 20, 31, Araf 175-176, Yasin 8, Furkan 44, En’am 39, Sebe 33, Mutaffifin 1, Rad 6, Dehr 4, Enfal 12-13, A. İmran 152, Cuma 5, Muhammed 12: Allah, Kuran’daki olup bitenlere inanmayan insanlara sadece hayvanlar tabirini kullanmamış; daha ağır terimler de kullanmıştır.

a)               “...ancak hayvanlar gibiler. Hatta daha beterler” (Furkan 44)

b)               “...onların durumu, ciltler dolusu kitap yükletilen eşeğin durumuna benzer” (Cuma 5)

c)               Daha beteri tanrının insana köpek demesi: “Onun durumu köpeğin haline benzer...” (Araf 175-176)

d)               Yine Allah, Ebu Leheb hakkında, “Elleri kurusun” (Tebbet 1), önceki peygamberlerin kavimlerine verdiği cezalardan söz ederken Burnunu kıracağız/ burnunu yere sürteceğiz” (Kalem 16), Ad kavmine verdiği ceza konusunda da “Dibinden kopmuş hurma kütüğü gibi yoluverdiler” (Kamer 20) Semud kavminin cezasıyla ilgili, “Ağılcı çırpısı gibi döküldüler” (Kamer 31), Ebabil  kuşlarının hışmına uğrayan Ebrehe ve ordusu için “Yenik ekin gibi yaptı” (Fil 5), inanmayanlar için “Hayvan gibi yayıp içerler” (Muhammed 12), “Vay şu insanların haline!” (Mutaffifin 1, Humeze 1 vb), “Ayetlerimi yalanlayanlar sağır, dilsizler ve karanlık içindeler” (En’am 39) gibi ifadeler kullanmıştır.

e)               Kalem 10’da  Allah beğenmediği insan hakkında, “Mehin” diyor  ki bu kelime hor, alçak, dölü tutmaz erkek hayvan, dar görüşlü insan anlamlarına gelir. Yine aynı surenin bir başka ayetinde (Kalem 13) insana “Zenim” diyor  ki soysuz, nesebi bellisiz kişi anlamına gelir.

f)                Bazı ayetlerde de Kur’an, ahrette bazı insanların boğazına köpek tasması gibi demir geçirileceğini yazıyor (Kalem 16, Müddessir 19-20, Tebbet 1, Maun 4, Fil 5, Hümeze 1, Kamer 20, 31, Yasin 8, Sebe 33, Mutaffifin 1, Rad 6, Dehr 4).

g)               Allah ayrıca Uhud harbiyle ilgili: “Allah’ın izniyle siz düşmanlarınızı kesip doğruyordunuz” (A. İmran 152), Bedir harbiyle ilgili, “Biz Allah olarak düşmanın kalbine korku bırakacağız, siz onların boyunlarının üstüne vurun, parmaklarını doğrayın (Enfal 12-13) gibi akıl almaz sözler sarfediyor!

Özetle;      Demek ki Tevrat ve Kuran’da anlatılan efsanelere inanmayan insanlar, insanlık adına ne kadar yararlı şeyler de icat etse yine kutsal dinlerin Allah’ı katında hayvanlardan beterler; hatta eşekten farkları yoktur. Bu ifadeler kâinatın yaratıcısı olduğuna inanılan bir tanrıya isnat edilemez!

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.160-161 ve 147).

32.       Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

33.       Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı.

34,35.  Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.

36.       Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.

37.       Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.

38.       Andolsun, onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap geldi.

Not.1         Kamer 38, Araf 81-84, Furkan 40, Şuara 165-174, Neml 54-57, Hud 78-83, Hicr 60, 68, 73-77, Ankebut 29, 32-35:

a)               Bu ayetlerde anlatılan Lut peygamber ve onun homoseksüel kavmi, kavmin yaşadığı “Sodom” şehrinin bela yağmuru (taşlama) ile yok edilmesi hikâyesi olduğu gibi Tevrat Tekvin 19/1-26’dan alınmadır.

b)               Kuran’ın Allah’ı, gerçekleştirdiği bu ceza hakkında, “İşte seçkin zekalı, akıllı ve inananlar için bu hadisede ibretler vardır” diyor.

c)               Lut kavmi hakkında Kuran’da, “Onun kavminden yalnız bir aileyi Müslüman gördük” demesinden, Allah’ın Lut’u göndermekle yine etkisinin olmadığı, bir ailenin dışında kimsenin ona inanmadığı ortaya çıkıyor. Bunun sonucu olarak çok merhametli olduğu söylenen Kuran’ın Allah’ı, çareyi onları yok etmekte buluyor, kendilerini imha ediyor.

d)               Başka birçok konuda olduğu gibi Lut kavmi efsanesi de birçok ayette (yukarıda sayılan sekiz ayrı surede) lüzumsuz olarak tekrarlanmıştır. Hele Şuara 173 ile Neml 58 ayetlerinin hem harfleri, hem de kelimeleri %100 aynı.

e)               Şu da zorunlu olarak ortaya çıkıyor ki, madem Kuran’daki çoğu bilgiler ve prensipler Tevrat’takilerin aynısıdır/kopyasıdır, o halde her Müslüman -istese de istemese de- anayasal anlamda aynı zamanda bir Yahudidir.

f)                Her ne kadar Kuran’ın değişik yerlerinde (örneğin Maide 82) Yahudiler Müslümanların bir numaralı düşmanları olarak ilan edilmişse de bu, iktidar kavgasından kaynaklanıyor; yoksa her iki kitap, hem anlatılan efsaneler, hem de hayatla ilgili diğer konularda çoğunlukla birbirlerinin aynısı.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.154-157)

39.       “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.

40.       Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

41.       Andolsun, Firavun’un ailesine de uyarıcılar gelmişti.

42.       Bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi yakaladık.

43.       (Ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için kitaplarda bir berat mı var?

44.       Yoksa onlar, “Biz yardımlaşan (güçlü) bir topluluğuz” mu diyorlar?

45.       O topluluk yakında (Bedir’de) bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır.

46.       Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır.

47.       Şüphesiz suçlular (müşrikler) sapıklık ve ateşler içindedirler.

48.       Yüzüstü ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, “Cehennemin dokunuşunu tadın!” denecek.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Müddessir 26-27, 42, Kamer 48) Arapçasında geçen;

                   SAKARkelimesi Arapça değildir.

                   Bir çeşit “cehennem”in adıdır. Hangi dilden geldiği bilinmiyor (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.296).

49.       Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.

50.       Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.)

51.       Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?

52.       İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır.

53.       Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır.

54.       Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.

55.       Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler.





DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)

1.     Hadis rivayetlerine göre, “Ayın yarılması” Hz. Peygamberin gösterdiği mucizelerden biridir. Müşriklerin bir mucize istemeleri üzerine Hz. Peygamber parmağı ile aya işaret etmiş ve ay ikiye bölünmüştü. Bazı müfessirlere göre ise, “Ayın yarılması” olayı Kıyamet yaklaştığı zaman meydana gelecektir.



Sonraki sure
SÂD | SÂD HARFİ




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting