109- FETİH | FETİH (Kitap
Sırası-48)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1. Şüphesiz biz
sana apaçık bir fetih verdik.1
2-3. Ta ki Allah,
senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın,
seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
4. O, inananların
imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.
Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve
hikmet sahibidir.
5. Bütün bunlar
Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli
kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu,
Allah katında büyük bir başarıdır.
6. Bir de,
Allah’ın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara,
Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmesi
içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları
lânetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
7. Göklerin ve
yerin orduları Allah’ındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir.
8. (Ey Muhammed!)
Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
9. Ey insanlar!
Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz
ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)
10. Sana bîat edenler
ancak Allah’a bîat etmiş olurlar.2 Allah’ın eli onların ellerinin
üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği
sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
11. Bedevîlerin
(savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu;
Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle
söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar
elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır.”
12. (Ey münafıklar!)
Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri
dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü
zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
13. Kim Allah’a ve
Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş
hazırladık.
14. Göklerin ve yerin
hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah,
çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
15. Savaştan geri
bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, “Bırakın biz de sizinle gelelim”
diyeceklerdir. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: “Siz bizimle
asla gelmeyeceksiniz. Allah, önceden böyle buyurmuştur.” Onlar, “Bizi
kıskanıyorsunuz” diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
Not.1 Bu
ayette ganimetler yüzünden kavgaların
meydana geldiği açıkça ifade edilmektedir.
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın
Kökeni, (pdf-s.246-259).
Not.2 GANİMET AYETLERİ: Enfâl 1-2,
7, 41, 67-69, Âl-i İmrân 161, Haşr 6-7, Nisa 94, Fetih 15, 19-21:
Ganimetle ilgili bu ve
benzeri ayetlerden net olarak şu
sonuçlar ortaya çıkıyor:
İnanmayanların malına el koymayı meşru kılmak ve Müslümanların
rahat bir şekilde savaşa gitmelerini
sağlamak için uydurulan ayetler
Allah’a mal ediliyor ve bu konuda Allah
insanlara karşı kullanılıyor.
Yine Muhammed’in, gerek kendine, gerek aile efradına ve gerekse diğer yakın akrabasına ganimet ve fey’den pay alabilmesi için inen Kur’an ayetlerine
anlam vermek gerçekten çok zor.
Bu ganimet ve fey’ yüzünden Müslümanlar arasında çıkan kavgaları önlemek için,
gerek Haşr 6-7, gerekse Enfâl 1-2 ayetlerinin inmesi herhalde normal bir durum değildir.
Keza bu ganimetler bağlamında
bir kadife parçası yüzünden hırsızlıkla
suçlanan Muhammed’i kurtarmak
için inen Âl-i İmrân 161 ayeti dikkat
çekicidir.
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.252-253).
Not.3 Havazin Savaşı sonrası haksız ganimet paylaşımı
ve itirazlar, Hz. Ali’nin Yemenden ganimet olarak getirdiği bir miktar altının henüz Müslüman olmuş şahıslara dağıtılması
ve itirazlar, Hz. Osman’ın bile ganimet
nedeniyle Muhammed’le kavga etmesi, Hicri 7. yılda Hayber baskın yoluyla Yahudilerden alınınca, Muhammed’in kendi akrabasına çok farklı bir biçimde ayrıcalık tanıyıp,
sadece bu savaşta elde edilen ganimetten hangi akrabasına ne kadar verdiğine
dair bir liste...
...ve
diğer ayrıntılar için
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.246-259).
16. Bedevîlerin
(savaştan) geri bırakılanlarına de ki: “Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı
teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah
size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz,
Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
17. Köre güçlük
yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak
zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu,
içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu
bir azaba uğratır.
18-19. Şüphesiz Allah,
ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde
olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih3
ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç
sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
20. Allah, size, elde
edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve
insanların ellerini sizden çekmiştir. (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar mü’minler
için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
21. Henüz elde
edemediğiniz, fakat Allah’ın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır.
Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Not.1 Fetih 19-21: Kur’an, el âlemin kazandığı malı bu şekilde Muhammed ve yandaşlarına helal kılıyor. Başka ayetlere (Enfâl 69, Enfâl 41, Haşr 6) bakıldığında net bir biçimde görülüyor ki,
ganimet dağıtımında tartışmalar çıkmış, hatta Muhammed ganimetler konusunda
hırsızlıkla bile suçlanmıştır; bunu
Kur’an da yazıyor (Âl-i İmrân
161 “Bir peygambere, emanete -burada emanetten
kastedilen ganimetlerdir- hıyanet yaraşmaz”). Bu ganimet/fey’ tartışmalarını önlemek için bir de tedbir ayeti iniyor
(Haşr 7).
Kaynak: Arif
Tekin, Kur'an'ın Kökeni,
(pdf-s.90-91).
Ayrıca: Bedir, Uhud, Hendek, Hayber, Beni Nadir, Beni Kaynuka ve Beni Kureyza savaşları için (pdf-s.89-118) Başta “Batn-i Nahle” vak’ası olmak üzere bu savaşların başlıca nedenleri için (pdf-s.119-137)
Not.2 Fetih
19-21: Burada Hayber’le ilgili
ganimetler kastedilmiştir. Hayber’de
Müslümanlar ganimet ele geçirince, Kur’an’ın Allah’ı bunu kendi katından
bir mükâfat olarak
değerlendiriyor ve ilgili ayetin sonunda bu ganimeti Müslümanlara verdiği
için “Allah üstündür” demek suretiyle mutluluğunu dile getiriyor
Allah bu ayetlerde sadece
Hayber’deki ganimetlerle yetinmiyor; “Size
daha nice ganimetler de vereceğim” sözünü verip, Hayber’de ele
geçirilen ganimetler hakkında, “Bunu
size hemen veriyorum ki, insanların eli sizden çekilsin ve müminlere moral
bakımından bir ipucu olsun” diyor. Ayetlerin sonlarına doğru da, bir daha
ganimet sözünü pekiştiriyor. Bu üç ayet aynı surede ve aynı sayfada üst üste
söylenmiş ayetlerdir. bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.254).
Not.3 Fetih
19-21: Hudeybiye antlaşmasından
sonraki gelişmelerle ilgili yukarıdaki ayetlerde (Fetih 19-21) Muhammed bu gibi
sözleriyle, çok açık bir şekilde insanları
savaşa teşvik ediyor. Zaten bu konuda Muhammed’in sözlerine gerek
yoktur; zira Kur’an savaşı teşvik
eden ayetlerle doludur.
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.259).
Not.4 GANİMET AYETLERİ: Enfâl 1-2,
7, 41, 67-69, Âl-i İmrân 161, Haşr 6-7, Nisa 94, Fetih 15, 19-21:
Ganimetle ilgili bu ve
benzeri ayetlerden net olarak şu sonuçlar
ortaya çıkıyor:
İnanmayanların malına el koymayı meşru kılmak ve Müslümanların
rahat bir şekilde savaşa gitmelerini
sağlamak için uydurulan ayetler
Allah’a mal ediliyor ve bu konuda Allah
insanlara karşı kullanılıyor.
Yine Muhammed’in, gerek kendine, gerek aile efradına ve gerekse diğer yakın akrabasına ganimet ve fey’den pay alabilmesi için inen Kur’an ayetlerine
anlam vermek gerçekten çok zor.
Bu ganimet ve fey’ yüzünden Müslümanlar arasında çıkan kavgaları önlemek için,
gerek Haşr 6-7, gerekse Enfâl 1-2 ayetlerinin inmesi herhalde normal bir durum değildir.
Keza bu ganimetler bağlamında
bir kadife parçası yüzünden hırsızlıkla
suçlanan Muhammed’i kurtarmak
için inen Âl-i İmrân 161 ayeti dikkat
çekicidir.
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.252-253).
Not.5 Havazin Savaşı sonrası haksız ganimet paylaşımı
ve itirazlar, Hz. Ali’nin Yemenden ganimet olarak getirdiği bir miktar altının henüz Müslüman olmuş şahıslara dağıtılması
ve itirazlar, Hz. Osman’ın bile ganimet
nedeniyle Muhammed’le kavga etmesi, Hicri 7. yılda Hayber baskın yoluyla Yahudilerden alınınca, Muhammed’in kendi akrabasına çok farklı bir biçimde ayrıcalık tanıyıp,
sadece bu savaşta elde edilen ganimetten hangi akrabasına ne kadar verdiğine
dair bir liste...
...ve
diğer ayrıntılar için
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.246-259).
22. İnkâr edenler
sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de
bir yardımcı bulabilirlerdi.
23. Allah’ın öteden
beri işleyip duran kanunu (budur). Allah’ın kanununda asla bir değişiklik
bulamazsın.
24. O, Mekke’nin
göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden,
sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
25. Onlar, inkâr
edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen
kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz
tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve
böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin
verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer,
inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri
elem dolu bir azaba uğratırdık.
26. Hani inkâr
edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise,
Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah’a
karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zaten onlar buna lâyık
ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir.
Not.1 KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER,
FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI:
Bu ayette “İnkâr edenler,
kalplerine öfke ve bağnazlık koymuşlar” deniliyor. Übey b. Ka’b ise burada
“Siz de onların (inkâr edenlerin) yaptıkları gibi yaparsanız o zaman Mescid-i
Haram bozguna uğrar” ayetini de
ekliyor. Elimizdeki Kur’an’da
bunlar yok.
Übey’in hem nüshasında
farklı ayetler vardı, hem de iki
sure fazladan vardı.
Bunların isimleri, “Hafd”ve “Hül’”idi. Yani ona göre Kur’an
114 sure değil; 116 sureydi.
Bu, en bariz, göze çarpan
örnektir. İbn-i Abbas ve Ebu Musa el-Eş’ari’nin Kur’an nüshalarında da bu iki
sure vardı, onlar da bunları
Kur’an’dan sayıyorlardı.
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.129-130, 228).
Sonuç: İşte
nüshalar arasındaki fark böylece hem
fazla, hem de herkes “benimki
doğrudur” deyince, halife
Osman olaya el koyuyor ve yeni
bir nüsha ortaya çıkarıp kalanları
imha ediyor.
(pdf-s.132).
İmam Malik’e göre Osman’dan kalma olduğu iddia edilen ve şu an mevcut bulunan Kur’an da orijinal
değildir; zamanla değişime
uğramıştır.
(pdf-s.200).
ayrıca; KUR’AN’DA EKSİK ya da FAZLA AYETLER,
FARKLI KUR’AN NÜSHALARI ve FARKLI NÜSHALARIN İMHASI:
için bkz. (Hicr 9, Not.3) ve İLGİLİ HADİSLER için bkz. (Hicr 9, Not.4)
ayrıca; ZALİM HACCAC’IN KUR’AN’DA YAPTIĞI
DEĞİŞİKLİKLER: için bkz. Tekvir 24, Şuara 116, 167, Yunus 22, Yusuf
45, Zuhruf 32, Mü’minun 85-86, 89, Bakara 259, Muhammed 15, Maide 48, Hadid 7.
ayrıca; Konuyla
ilgili bu bilgiler Süyuti
Kaynaklarında da vardır. Süyuti’den
derlenen 40 benzer not için...
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.219-232).
27. Andolsun, Allah,
Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde
başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i
Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka
yakın bir fetih daha verdi.4
Not.1 Bakara
196, Fetih 27: Saç tıraşı inancı
ve kuralları da Sümer mitolojisinden gelmedir (sırasıyla; Ana İttusu Kanunları,
md. 23, 29; Hammurabi’den yaklaşık 150 yıl önce yaşamış olan ünlü yönetici Esnunna Kanunları, md. 51-52; Hammurabi
Kanunları Md. 226-227, Md. 146, Md.
127; Orta Asur Kanunları
(MÖ.1450-1250) Tablet A, md. 18-19; Muhammed’den
önce Hicaz’da da benzer uygulamalar vardı: Herhangi bir savaşta esir
alınanların kakulû/süs için bıraktığı saçı, ceza olarak kesilirdi. Saç tıraşı Hac’da hem erkekler, hem de kadınlar için yapılması
gereken bir ibadettir; aksi halde ceza ödemek gerekir (kadınlar sembolik
olarak saçından birkaç kıl keser; onlar için kökünden kesmek yoktur).
Bu uygulama, Muhammed’den
önce o coğrafyada yaşayan insanlar tarafından da yerine getiriliyordu. İslam
tarihçileri, “Medineliler, İslam’dan
önce Safa’da dikilen ‘İsaf’ (erkek) putu ile Merve’de dikilen ‘Naile’ (dişi)
putu için ihrama girer, bu iki tepe arasında 7 sefer koştuktan sonra Merve
tepesinde traş olurlardı” diyorlar. Ayrıca cünüb iken bu iki putu
tavaf etmeleri yasaktı. Adı geçen putları cünüb olarak tavaf etmeme
inancı Muhammed’den önceki Arap şiirlerine bile konu olmuştur. Mesela;
Bâlâ bin Kays ile Bişr b. Ebi Hazım’ın şiirleri gibi. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler,
(pdf-s.89).
28. O, Peygamberini
hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün
kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.
Not.1 Hicr
9, Yunus 82, En’am 34,115, Kehf 27, Saf 8, Fetih 28, Tevbe 32, Bakara 75, Nisa 46,
Maide 13, 41:
a) Hicr 9: Allah bu ayette “Kur’an’ı biz koruyacağız” diyor.
b) Yunus 82, En’am 34, 115, Kehf
27, Saf 8-9, Fetih 28, Tevbe 32-33: Allah bu ayetlerde de “Allah nurunu
tamamlayacaktır. Allah’ın ayetlerini
kimse değiştiremez” diyor.
c) Bakara 75, Nisa 46, Maide 13,
41: Allah bu ayetlerde de “Yahudiler
Tevrat’ı tahrif ettiler, Tevrat, Allah’tan gelen Tevrat değildir”” diyor.
Özetle; Tevrat ve İncil de Allah’ın sözleri/ayetleri olduğu halde
ve Allah kendisi “Allah’ın sözünü değiştirecek yoktur”
derken, yine aynı Allah “Yahudiler Tevrat’ı tahrif ettiler”
diyor.
Ayetlerden açıkça görüldüğü
gibi Kur’an’ın Allah’ı kendisiyle
çelişmektedir.
d) Burada “Acaba tanrı neden gönderdiği kitaplar
arasında ikili davranıp bazılarına
koruma garantisi verdi de bazılarına vermedi?!” sorusuna verilecek yanıt yok!
Bu konuda Kur’an’da başka
ayetler de vardır. Bunlara bakılırsa ne
Tevrat’ın, ne de İncil’le Kur’an’ın değiştirilmesi söz konusu olmamalı; ama
hepsi de değiştirilmiştir, hiçbiri orijinini korumamıştır.
Bu şu demek değildir ki,
bunların aslı daha iyi veya tanrıdan gelmedir.
Bir kere hepsinin mimarları insanoğludur.
e) Denilebilir ki, Kur’an’da sözü
edilen garanti sadece Kur’an için geçerlidir; Tevrat ve İncil için geçerli
değildir; ben de derim ki, Allah niçin
farklı davranıyor? Hâlbuki (iddialara göre) onlar da kendi gönderdikleridir. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve
Dinler, (pdf-s.82-84).
Not.2 Saf
9, Fetih 28, Tevbe 32-33: Bu ayetlere göre Hz. Muhammed’e Kur’an geldikten
sonra bu din hem nitel, hem de nicel olarak dünya hâkimi olmalıydı; ama maalesef böyle olmamıştır. Nerede bir İslam ülkesi varsa hep üçüncü dünya ülkeleri statüsündedir.
Sayı olarak da Hıristiyanlık dünyada bir numaradır! bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in
Ölümü, (pdf-s.217).
Not.3 Enfal
7-8, Saff 8-9, Fetih 28, Tevbe 32-33:
a) Bu ayetlerdeki “Ben Kur’an’ın hükmünü yeryüzüne/bütün
sistemlere hâkim kılacağım/ galip getireceğim” sözünün, bugünkü dünya realitesiyle çelişik olduğuna ne denir!
b) Veya şöyle diyelim: Tevrat
ve Kuran Allah’ının insanları, Mısır’daki suları kana çevirmekle,
çekirge, kurbağa, haşere... göndermekle, tatarcık, dolu, baston, elin
cepten çıkarmasıyla, yukarılardan taş yağdırmakla, depremle, bazen denizde
batırmakla, yıldırım çarptırmakla... ve Tur-i Sina’da Musa’nın kavmine
yaptıklarıyla cezalandırdığını bugün
anlatsak kime inandırabiliriz ki!
c) Şu rahatsızlığımı burada bir
daha yineliyorum: Çağımızda kutsal kitaplardakilerle uğraşıp bu konuda
kalem kullanmak cidden insanı rahatsız
ediyor; ama ne yazık ki buna daha epey zaman ayırmak zorundayız; bunu
anlatmama gerek yok; çünkü İslam dünyasının fotoğrafı hepimizin gözü
önündedir.
d) Bu bölümü, Robert Cooper’ın yaklaşık 150 yıl önce (tüm dinleri eleştirel
anlamda) kaleme aldığı kitabındaki önemli bir sözüyle bitirmek
istiyorum. “Akıl ve ilim kullanmadan kutsal kitapların masallarına
inananlar, aynı kitaplarında Ay’ın
küflü peynirden yapıldığı yazılı olsa ona da inanırlar” diyor (The
Inqurier’s Text-Book, Substance of Thirteen on the Bibel. s.209, Boston).
Ne yazık ki insanlar düşünmeden inanıyorlar.
bkz.
Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal
Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.157-158).
29. Muhammed,
Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin,
birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde,
Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan
alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan
durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış,
gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler.
Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam
ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama
ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.
DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)
1. Âyetteki “fetih” ile
daha sonra gerçekleşecek Mekke fethi kastedilmektedir. Ayrıca sûrenin
inmesinden önce gerçekleşen ve Mekke fethine zemin hazırlamış olan Hudeybiye
barışının kastedilmiş olması da mümkündür.
2. “Bîat”, el tutuşup
söz vermek demektir. Âyette, Hudeybiye’de müslümanların, Hz. Peygamber’e
bağlılık göstereceklerine, gerektiğinde onunla birlikte savaşacaklarına dair
söz vermeleri kastedilmektedir. Bu olay, İslâm tarihinde “Bey’atu’r-Rıdvan”
diye anılır.
3. Âyette sözü edilen
fetih, Hudeybiye barışından hemen sonra gerçekleşen Hayber’in fethi olayıdır.
Daha sonraki âyetlerde sözü edilen ganimetler de burada elde edilen
ganimetlerdir.
4. Âyette sözü edilen
“yakın fetih” Mekke fethinden önce gerçekleşen Hayber fethi veya Hudeybiye
barışıdır. Hudeybiye barışının fetih diye nitelenmesi, İslâm adına önemli
açılımlar sağlamış olması sebebiyledir.
MÂİDE | SOFRA
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |