81- RUHLARI ÇEKİP ALAN MELEKLER |
NÂZİ'ÂT (Kitap Sırası-79)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1. Andolsun
(kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,
2. Andolsun
(mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,
3. Andolsun yüzüp
yüzüp gidenlere,
4. Derken, öne
geçenlere,
5. Nihayet işi çekip
çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
Not.1 Bu
not için bkz. Kalem 52: Kur’an’da Anlamsız
Kelimeler (“Elif Lam Mim”, “usulcacık çekenlere” vb).
Konu: ŞAİR ÜMEYYE B. EBİ SAİT:
Sure başlarında kullanılan anlamları olmayan bu gibi işaretler ve yabancı
kelimeler, o
dönemin şairlerinden ünlü Ümeyye B. Ebi Sait’in
şiirlerinde sıkça
uyguladığı bir taktiktir.
(BU
KONU KALEM SURESİ’NİN SONUNDA -52. ayetten sonra- GENİŞ KAPSAMLI
İŞLENMEKTEDİR)
6-7. Büyük bir
sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı
izleyecektir.
8. O gün birtakım
kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.
9. Onların gözleri
(korku ile) inecektir.
10. Şöyle derler:
“Biz gerçekten gerisingeriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?”
11. “Bizler çürümüş
kemiklere döndükten sonra mı?”
12. “Öyle ise bu
hüsran dolu bir dönüştür” dediler.
13. Hâlbuki o, bir
haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir.
14. Birdenbire
kendilerini mahşerde buluverirler.
15. (Ey Muhammed!)
Mûsâ’nın haberi sana geldi mi?
Not.1 Araf
103-145, 148-156, 159-169, 171, Taha 9-98, Şuara 9-68, Neml 7-14, Kasas 3-48,
Yunus 75-93, Hud 96-99, İbrahim 5-8, Enbiya 45-49, Naziat 15-26, Bakara
(49-108, 136, 246 vb çoğu ayetler):
Bu ayetlerde aralıksız Musa’nın efsanesi anlatılıyor.
Toplam 34 surede 136 yerde Musa ismi geçiyor.
a) Kur’an ve Tevrat’a göre Musa
peygamber bir katil, ağabeyi Harun peygamber de put
ustasıydı.
b) 286 cümleden oluşan Bakara
suresi, zaten Musa’nın kavminin
ineğe tapmasından söz ettiği için bu bölüme “Bakara” suresi denmiştir. Bakara,
Arapçada inek demektir. Yani
Türkçesi inek suresi demektir.
c) Efsanenin hemen her parçası
en az iki bazen üç ayrı ayette tekrarlanıyor.
d) Araf 103’ten, Şuara 16’dan,
Kasas 65’ten, Yunus 79’dan başlayarak
anlatılan olaylar hemen hemen aynıdır.
e) Musa’nın âsa hikâyesi de Kuran’da çok tekrarlananlardan biridir.
Burada hemen şunu da ekleyeyim ki, misyonları farklı olmakla birlikte âsa hikâyesi Sümer kanunlarında
da önemliydi. Onlarda âsa, adaletin-güçlü olmanın sembolüydü (H.
Kanunları, sonsöz, 24/42–45). Sümerlerden kalma asa efsanesinin zaman içinde farklı bir biçimde/ bir sihirbazlık gücü
olarak kutsal kitaplara konu olması gayet normaldir. Doğrusu asa (her ne asa ise) efsanesi de çok eskilere dayanır.
f) Kuran’da şu “mucize”ler (!) ismen geçiyor: Âsa, cepten çıkarılan elin bembeyaz olup gözleri kamaştırması, kan, tufan, haşere, kurbağa ve çekirge. Ancak Tevrat’ta ismen anlatılıp da Kuran’a aktarılmayanlar
için de, “Andolsun ki biz Musa’ya apaçık
dokuz mucize verdik”; “Musa Firavun
ve kavmine dokuz mucize ile gitti” diye muğlâk bir ifade
kullanılıyor. Bunlar Tevrat’ta teker
teker isimleriyle ve de detaylıca anlatılıyor (Tevrat, Çıkış, 7/17, 8/2-7,
8/16, 8/21; 9/9, 19;10/12.)
g) Doğrusu, İncil’de efsanelere yer verilmediği için, Muhammed bu konuda
en çok Tevrat’a başvurmuştur.
Kaldı ki Kuran’ına alırken de çok düzensiz ve dağınık bir biçimde almıştır.
Örneğin, Mekke döneminin ilk 5 yılında
inen Taha ve Naziat surelerinde
Musa’yla ilgili bu anlattıklarımı Kuran’a almağa başlamış, daha sonra Mekke’nin son üç yılında inen/ortaya atılan
Araf, Yunus, Kasas ve Şuara gibi
surelerde bunları bir daha işlemiş; Medine’ye
geçince, orada ilk yılda inen Bakara ve son yılda inen Maide surelerinde
bunları tekrar gündeme getirmiştir.
h) Kuran’da anlatılan sadece bu efsanedeki bilgilerin Tevrat’taki
bilgilerle virgülü virgülüne çakışıklığı, herhalde insanın aklına
bir şeyler çağrıştırıyor!
bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve
Dinler, (pdf-s.130-136)
16. Hani, Rabbi ona
mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti:
Not.1 “APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI
KELİMELER:
Meryem 97, Taha 113, Şuara
193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf
2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde)
Kur’an;
“Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik”
diyor. Bir yerde;
“Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor!
(Şuara 198-199). Bir yerde;
“‘Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o
kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).
Oysa; bu
ayetlerde (Taha 12, Naziat 16) geçen;
“TUVA” kelimesi
Arapça değildir.
İbranice’dir, “gece”
veya “ey erkek” anlamına gelir.
Kur’an’da iki yerde Hz. Musa ile ilgili olarak geçiyor (Arapça karşılığı
bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın
Kökeni -2), (pdf-s.273).
17. “Haydi Firavun’a
git! Çünkü o azmıştır.”
18. “Ona de ki: İster
misin (küfür ve isyanından) temizlenesin?
19. Seni Rabbine
ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!”
20. Derken Mûsâ ona
en büyük mucizeyi gösterdi.
21. Fakat o, Mûsâ’yı
yalanladı ve isyan etti.
22. Sonra sırt dönüp
koşarak gitti.
23. Hemen
(adamlarını) topladı ve onlara seslendi:
24. “Ben, sizin en
yüce Rabbinizim!” dedi.
25. Allah onu, ibret
verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı.
26. Şüphesiz bunda
Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.
27. (Ey inkârcılar!)
Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur.
Not.1 Yaratılış + Çamurdan Yaratılış Efsanesi ile ilgili ayetler: Sâd 75, Fatır 11, İsra 61, Hicr
26, 28, 33, En’âm 2, Saffat 11, Enbiyâ 30, Mü’minûn 12, Secde 7, Rum 20, Hacc
5, Rahman 14, Âli İmrân 59, Maide 110. Bu ayetlerde özetle Allah “insanı çamurdan
yarattık” diyor.
Yaratılış Efsanesi ile ilgili
ayetler: Kaf
38, A’raf 54, Furkan 59, Yunus 3, Hud 7, Fussilet 9-12, Secde 4, Naziat 27-33,
Bakara 29, Hadid 4.
Bu
ayetlerde özetle “Allah gökleri ve yeri ve ikisinin
arasındakileri 6 günde yarattı” diyor.
a) Tevrat’tan
alınan “Yaratılış Efsanesi”, “Tanrıların insanı çamurdan yaratması”, “Tanrı(lar)ın
gökleri ve yeri 6 günde yaratıp 7. gün dinlendiği” teması çok tanrılı Sumer Uygarlığından
kaynaklanmaktadır.
bkz. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni, (pdf-s.35-40).
b) “Tanrı’nın bazen birinci çoğul şahıs (biz),
bazen üçüncü şahıs (örn. yarattı) olarak konuşturulması”
teması da çok tanrılı Sumer
Uygarlığından kaynaklanmaktadır.
bkz. Muazzez İlmiye Çığ, age, (pdf-s.16).
c) Sumer ve Tevrat hikâyesi birbirine çok yakın. Kur’an’da çok yüzeysel. Fakat Enbiyâ
30’da anlatıldığı gibi ana fikir, “gök
ve yerin başlangıçta bitişik olması, bunların sudan çıkması” aynı.
bkz. Muazzez İlmiye Çığ, age, (pdf-s.35).
d) Tevrat’ta
“Şabat günü olarak tanımlanan 7. gün (Cumartesi; Satürn
gezegeninden gelme Saturday) Babillilerin
her ayın 7. günü (Şapatu) yaptıkları kutlamalardan geçmiştir. İslamiyette bu gün Cuma’ya dönüştürülerek daha hafifletilmiş kuralla alınmıştır.
bkz. Muazzez İlmiye Çığ, age, (pdf-s.25 ve s.35-36’da dipnot 28).
e) Fussilet 10’da şu çelişki var: İlkin dünyayı 2 günde
yarattığını söylüyor, buna ek olarak dört (4) gün de dünyadaki bereketleri,
dağları ve rızıkları yarattığını, zamanını bunlara ayırdığını belirtiyor;
ki -gökler hariç, sadece yer ve insanlar için- toplam olarak 6 gün oluyor.
2 gün de göklere verirsek kâinatın yaratılışı toplam 8 gün eder!
bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve
Dinler, (pdf-s.49).
f) Kabul edelim ki tanrı dünyaya toplam olarak dört gün ayırmış;
yine çelişkiler bitmez. Çünkü bilindiği gibi dünya güneşin küçücük bir uydusudur. O nedenle, Allah’ın bu küçücük uyduya tüm evrenin
iki katı kadar zaman ayırması, ona
biçilen büyüklükle ters orantılıdır. bkz. Arif Tekin, age, (pdf-s.49-50).
g) Fussilet 9-12 ve Bakara 29’da
“kâinat yaratılırken önce yer, daha
sonra gök yaratılmıştır” diyor.
Ancak Naziat 27-33’te tam tersine, öncekilerle
çelişen bir açıklama var. Orada
“önce gökleri, daha sonra yeri yarattığını”
söylüyor.
Kuran’ı açıklamaya çalışanlar
(müfessirler) “Allah, hammadde olarak
önce yeri, daha sonra gökleri yaratmış; ancak son şekillerini verme
aşamasında ilkin gökten, daha sonra yerden başladığı” biçiminde yorum
getiriyorlar. Bellidir ki bu yorumu da Tevrat’tan aktarmışlardır.
Çünkü Tevrat’ın da hemen ilk cümlesinde tanrının evvela yerle gökleri (hammadde
olarak) yarattığını, tekamülleri aşamasındaysa ilkin gökleri, daha sonra yeri
yarattığını görüyoruz. İşin bilimsellikten uzaklığı bir yana; bir kere kendi
içinde net çelişkileri mevcuttur.
bkz. Arif Tekin, age,
(pdf-s.50).
h) Enbiya 30’da Kur’an’ın Allah’ı “göklerle yerin başlangıçta bitişik olduğunu, sonra onları ayırdığını”
anlatır. bkz.
Arif Tekin, age, (pdf-s.51).
i) Naziat 27’de Kur’an’ın Allah’ının kendisi gökleri yaratmanın zor olduğunu söylüyor.
j) Yasin 82’de “Allah bir şeye,
‘Ol’ dedi mi hemen oluverir” diyor. O halde Kur’an Allah’ı insanı, gökleri, yeri ve arasındakileri yaratmak için neden bu kadar uğraşıyor? bkz. Arif Tekin, age, (pdf-s.36-59).
Not.2 YARATILIŞ AYETLERİ: Bu ayetlerde
ilkin gökleri ve gece ile gündüzü yarattığı, ondan sonra da yerküreyi döşediği
söz konusudur, diyor. Ama başka ayetlerde
(Fussilet 9-12) tam tersi söz konusudur: Burada, ilkin yerden başladığını, içindeki dağ,
nebatat her ne ise var ettiğini, daha sonra göklere yönelip onları iki günde
yarattığını söylüyor. (Burada yine şöyle zorlama kurtarma yorumları devreye girer: Allah ilkin hammadde
olarak dünyayı yaratmış, sonra gökleri yaratmış ama orayı ara vermeden
bitirmiş, son olarak da hammadde olarak bıraktığı dünyaya son şeklini vermeye
yönelmiş. Bu varsayıma göre tanrı dört gününü dünyaya, kalan iki gününü de
evrene harcamış oluyor. Yorumcular burada
kaş yapayım derken göz çıkarmış oluyorlar. Çünkü bilim, dünyanın çok sonraları güneşten (dolayısıyla
göklerden/uzaydan) kopup oluştuğunu ispatlamıştır.
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.85).
28. Onu yükseltmiş ve
ona düzen ve âhenk vermiştir.
29. O göğün gecesini
karanlık yaptı, ışığını da çıkardı.
30. Ardından yeri
düzenleyip döşedi.
31. Ondan suyunu ve
merasını çıkardı.
32. Dağları sağlam
bir şekilde yerleştirdi.
33. Bunları sizin
için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı.
34-35. En büyük felaket
(kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.
36. Cehennem,
görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.
37-39. Kim azgınlık eder
ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.
40-41. Kim de, Rabbinin
huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz,
cennet onun sığınağıdır.
42. Sana, kıyametin
ne zaman kopacağını soruyorlar.
43. Onu bilip
söylemek nerede, sen nerede?
44. Onun nihai
bilgisi yalnız Rabbine âittir.
45. Sen, ancak ondan
korkanları uyarıcısın.
46. Kıyameti
gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti
kadar kalmış gibidirler.
İNFİTÂR | YARILMAK
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |